Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2011/11083 E. 2011/14844 K. 06.10.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/11083
KARAR NO : 2011/14844
KARAR TARİHİ : 06.10.2011

MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

Dava dilekçesinde 1.862,84 TL borçlu olmadığının tesbiti istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı vekili; müvekkili hakkında davalı kurum tarafından … 4 İcra Müdürlüğünün 2010/7775 sayılı dosyası ile keşideci olarak imzaladığı bono nedeniyle icra takibi başlatıldığını, müvekkilinin eniştesi …’ın iş kazası yaparak yaralanması nedeniyle ve acil olarak davalıya ait Balcalı Hastanesine yetiştirildiğini, hasta kabulde senet imzalanmadan müdahale yapılamayacağının söylendiğini, müvekkilinin zor halinden faydalanılarak ( müzayaka halinde ) hukuka aykırı şekilde borçlandırıcı işlemin yapıldığını, bu nedenle davalıya borçlu bulunmadığının tespitine, %40 tan aşağı olmamak üzere tazminat tayinine karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
Davalı vekili; dava dilekçesinde öne sürülen iddialarda sübjektif ölçütler esas alındığından ve tedaviden sonra SGK evrakları düzenletilerek ibraz edilmediğinden, idarenin işlemi yasal düzenlemelere uygun bulunmakla davanın reddini, %40 icra inkar tazminatının tahsiline hükmedilmesini istemiştir.
Mahkemece, takip ve davanın dayanağı olan bononun, dava dışı …’ın acil tedavisi sırasında güvence amacı ile davacı tarafından zor altında imzalandığı, bunun da, bir nevi, BK 29 ve 30. maddelerde düzenlenen ‘ikrah’ kurumuna benzerlik gösterdiği, kaldı ki, bir an için davacının iradesinin fesada uğramadığı kabul edilse dahi, bu durumda da, davacının senedi imzalama anındaki iradesi, “kefalet”e yönelik olup, kefaleti BK 468. maddede düzenlenen adi kefalet hükmünde olup, asıl borçlu olan tedavi gören hastaya gidip, tüm takip yollarını tüketmeden bu borcu kefilden isteyemeyeceği de açık olmakla davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya içiriğine göre, davaya konu bononun 29.07.2007 tarihinde davacı tarafından keşideci olarak imzalandığı, bonoda temel alacak sebebi “sağlık hizmeti olarak (malzemeli) ” olarak gösterildiği ve 11.06.20010 tarihinde takibe konulduğu anlaşılmaktadır. Davacı takip tarihine kadar müzayakaya altında imzaladığı gerekçesiyle bononun iptalini talep etmediği gibi, bu davada da müzayaka ve teminat olarak verildiği iddiasını ispat için yasal olarak geçerli delil gösterememiştir.
Mahkemece davanın reddi gerekirken, yazılı gerekçe ile müzayaka altında bulunduğunun kabulü bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 06.10.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.