Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2011/11078 E. 2011/15414 K. 13.10.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/11078
KARAR NO : 2011/15414
KARAR TARİHİ : 13.10.2011

MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

Dava dilekçesinde 500,00 TL (ıslahen 2.045.00 TL) alacağın masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davada; dava dışı diğer mirasçılarla veraseten iştirak halinde malik olunan taşınmazda kiracı olan davalıdan 8.5.2008 tarihinden dava tarihine kadar ödenmeyen 500,00 TL kira alacağının tahsili talep ve dava edilmiş, mahkemece bilirkişi raporu gibi davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dava dosyasında bulunan tapu kaydına göre davacının payına ilişkin olarak alacak istediği davaya konu taşınmazın, davacı ve dava dışı diğer mirasçılar arasında iştirak halindeki mülkiyet esasına tabi bulunduğu ve davalının ise iştirakçilerden olmadığı belli ve de çekişmesizdir.
Bu şekildeki ortak taşınmazın ortaklarından birisi veya birkaçı (tamamınca değil) tarafından kendi payları sözkonusu edilmeksizin tümüne ilişkin olarak iştirakçi olmayan kişi veya kişiler aleyhine böyle bir dava açılması halinde; her ne kadar 11.10.1982 gün ve 3/2 sayılı YİBK’na göre, dava dışı ortakların muvafakatının alınması ya da miras şirketine mümessil tayini suretiyle davanın görülmesi mümkün ise de, bu davada olduğu gibi davacı ortağın kendi payına ilişkin biçimde alacak istemesi hukuken olanaksız bulunduğundan (ve anılan Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı da uygulanamıyacağından) davanın dinlenemezliği yönünden reddi gerekir.
O halde; iştirak halindeki mülkiyette ortaklar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğu kuralı ve dolayısıyla davanın açılmasındaki ittifak koşulu, dava şartı niteliğinde olduğundan ötürü bu cihet re’sen (kendiliğinden) gözetilip davanın belirtilen nedenle reddine karar verilmesi icabederken, aksine düşüncelerle esasının incelenip hükme bağlanması doğru görülmemiştir.
Kabule göre ise, hakim tarafların iddia ve savunması ile bağlı olup, ondan başka bir şeye veya fazlasına karar veremez (HUMK.md.74), hükmü gözetilmeksizin faiz talebi olmadığı halde, alacağın faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesi yasaya uygun değildir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 13.10.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.