Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2011/11045 E. 2011/16055 K. 20.10.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/11045
KARAR NO : 2011/16055
KARAR TARİHİ : 20.10.2011

MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ

Dava dilekçesinde 1.İcra Müdürlüğünün 2007/16387 E.sayılı dosyasında borçlu olmadığının tespiti ile 4500 TL alacağın istirdaden faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı vekili dilekçesinde; tarafların boşandığını, velayeti davalı anneye verilen çocuğun 4 ay annede kaldığını, daha sonra bakamayacağını söyleyince davacının yanına alarak bakmaya başladığını ve 6 yıl boyunca davacı baktıktan sonra, davalının şu anda çocuğu tekrar yanına alarak, birikmiş nafaka borçları için (Çocuğun fiilen davacı yanında bulunduğu süre) 2007/16378 sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını belirterek, dosyada 4500 TL tahsilat yapılmış olmakla; borçlu olmadığının tespiti ile 4.500 TL nın istirdaden tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı cevabında, 6 yıl boyunca nafaka istemeyişinin davaya dayanak gösterilemeyeceğini belirterek davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; çocuğun velayetinin halen davalı annede olduğu ve babanın iştirak nafakası ödeme yükümlülüğünün devam ettiği, hükmedilen nafakaların ödenmediği gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiştir.
… 3.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2000/488-1197 sayılı dava dosyasında velayeti anneye verilen çocuk için aylık 30 TL iştirak nafakasına hükmedilmiştir. Lehine nafaka hükmedilen kişi çocuktur, anne kanuni temsilci olup, iştirak nafakası yönünden taraf değildir.
İştirak nafakası, velayetin eylemli olarak kullanılmasına bağlı bir alacak olup, velayet hakkını eylemli olarak kullanmayan anne veya baba diğerinden, hükmedilen iştirak nafakasını isteyemez.
Somut olayda, küçüğün velayet hakkı boşanma ile birlikte anneye verilmiş, davacı kısa bir süre sonra anne yanında kalan çocuğun annenin de isteğiyle kendisinin yanına geldiği ve 6 yıl boyunca kendi yanında kaldığını ileri sürmüş, davacı tanıkları da bu hususu doğrulamıştır.
Buna rağmen mahkemece yanılgılı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 20.10.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.