Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2011/10987 E. 2011/16620 K. 27.10.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/10987
KARAR NO : 2011/16620
KARAR TARİHİ : 27.10.2011

MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

Dava dilekçesinde 4.678 TL ecrimisilin faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davada, davacı idareye ait 2476 ada 12 parsel sayılı taşınmazın bir kısmına davalı tarafından ikametgah yapılarak işgal edildiği belirtilerek 01.11.2004-30.04.2009 tarihleri için 4.678 TL ecrimisilin tahsili, bu dava ile birleşen 2009/997 E sayılı davada ise 2476 ada 13 parsel sayılı taşınmazın 260/330 hissesinin davacıya ait olduğu belirtilerek yine davalı tarafından bir kısmına ikametgah yapılarak işgal edilmesi nedeniyle 01.11.2004-31.05.2009 tarihleri için toplam 1.857 TL ecrimisilin tahsili talep edilmiştir.
Davalı vekili cevabında; davalıya ait binanın bulunduğu 12 ve 13 nolu parsellerin, tarafların hissedar bulunduğu eski 1109 ada 29 parselde yapılan imar uygulaması ile meydana geldiğini, davalıya ise binasının bulunduğu parselde değil 2477 ada 1 parselde hisse verildiğini ve bu parselde de başkasının binasının bulunduğunu, davalının kötüniyetli olmadığını, idarece davalı hakkında açılan müdahalenin önlenmesi ve kal davasının aleyhe sonuçlandığını ve temyiz edilmeden kesinleştiğini, bu nedenle delil olarak değerlendirilmeyip bu davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; eski 1109 ada 29 parselde tarafların hissedar oldukları ancak, 1989 yılında yapılan imar uygulaması ve şuyulandırma sonucunda buranın parsellere ayrılarak 2476 ada 12 parselin tamamı ile 13 parselin 260/330 payının davacıya verildiği, davalıya ise 2477 ada 1 parselin 1/2 payının tapusunun verildiği, 3194 sayılı yasanın 18/9.maddesine göre, davalının binasının imar uygulaması sonunda 12 ve 13 parsellerde bırakılarak kendisine başka parselden yer verildiği, bu hususun davalının iradesinden kaynaklanmadığı, bina bedeli davalıya ödenmeden ecrimisil istenemeyeceği ve taraflar arasında görülen 204/391 E sayılı davada müdahalenin men’i, kal ve ecrimisile hükmedilmişse de, bu kararın mahkemeye bağlamayacağı gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak, davacı idare tarafından 2476 ada 12 ve 13 parsele ilişkin olarak açılan müdahalenin önlenmesi, kal ve ecrimisile ilişkin … 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2004/391-2008/233 sayılı dosyasında, davaya konu parsellerin imar uygulanması sonucu oluştuğu, bu uygulama ile davalıya başka bir parselden hisse verildiği, dava konusu taşınmaz üzerindeki binanın ise imar uygulaması başladıktan sonra yapıldığının anlaşıldığından iyiniyet iddiasının dinlenemeyeceği, taraflar arasındaki tapu iptali davasının da kuvvetli delil kabul edilmesi gerektiği belirtilerek, davalının müdahalesinin önlenmesi ve binanın kal’ine, ecrimisil isteminin kısmen kabulüne karar verilmiş olup, temyiz edilmeksizin 06.05.2010 tarihinde kesinleşmiştir.
Bu durum karşısında yukarıda sözügeçen dava kesin delil kabul edilerek, davalının iyiniyetinden sözedilemeyeceği ve İmar Kanunu 18/9.maddesinin olayda uygulanamayacağı gözetilmeden ve davalının müdahalesinin önlenmesi, ecrimisil ve binanın kal’ine dair kesinleşmiş kararın mahkemeyi bağlamayacağından sözedilerek yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 27.10.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.