Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2011/10554 E. 2011/11030 K. 27.06.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/10554
KARAR NO : 2011/11030
KARAR TARİHİ : 27.06.2011

MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

Dava dilekçesinde kiracılığın tesbiti istenilmiştir. Mahkemece davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davada, davalının 1999 yılında dava dışı şirket aleyhine alacağı için yaptığı icra takibi sonucunda dava dışı şirketin makinalarının (menkullerinin) 27.2.1999 tarihinde düzenlenen tutanakla davacıya ait dükkana yediemin olarak bırakıldığını, sözkonusu yediemin tutanağı altına da “kira bedeli aylık 100 TL” ifadesinin yazıldığını, ancak davalı ile dava dışı şirket arasında görülen icra takibinde ki icra prosedürün çok uzun sürmesi nedeniyle, davacının dükkanına bırakılan menkullerin ancak 2007 yılında davalıya teslim edilebildiğini bu şekilde menkullerin davacıya ait dükkanda yaklaşık olarak 8 yıl durduğunu bu süre zarfında kendisine davalı tarafından herhangi bir şekilde kira ödenmediğini, icra dosyasında çok az miktarda yediemin ücreti ödendiği ileri sürülerek 1999 yılından 2007 yılına kadar davalı tarafından davacıya ait dükkanda tutulan mallar nedeniyle davacı ile davalı arasında 1999-2007 yılları arasında aylık 100 TL kira ilişkisinin bulunduğunun tesbiti ile bu aylık kiranın 2007 yılına kadar ki değişen ekonomik koşullara göre uyarlanarak yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
Mahkemece, taraflar arasında kira ilişkisinin bulunduğunun ve aylık kira bedelinin tesbiti ile tesbit edilen miktarın davalıdan tahsili istenilmiş, ise de taraflar arasında kira ilişkisinin bulunmadığını bu nedenle kira bedelinin tesbitinin istenemeyeceğini, davanın subuta ermediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
HUMK’nun 8.maddesinde münhasıran Sulh Hukuk Mahkemesinin görev alınana giren davalar sayılmıştır.
Somut olayda tüm dosya içeriğine göre, davada davacı ve davalı arasında 1999-2007 yılları arasında kiracılık ilişkisinin bulunduğunun tesbiti ile 1999 yılındaki aylık 100 TL kira bedelinin 2007 yılına kadar ki geçen ekonomik koşullara uyarlanarak yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili talep ve dava edilmiştir. Davacının talebi kira tesbiti değil kiracılığın tesbiti ve bununla birlikte tesbit edilecek kiranın geçen zamana göre uyarlanarak davalıdan tahsili talebine ilişkindir. Bu talep (dava) HUMK 8.maddesinde sayılan münhasıran sulh hukuk mahkemesinin görev alanına giren davalardan değildir. Bu durumda mahkemenin görevi dava tarihi itibariyle davanın değerine göre belirlenecektir. Bu duruma göre davacının 1999-2007 yılları arasındaki 8 yıllık kira bedeli en azından aylık 100 TL olarak değerlendirilse bile 9600 TL etmekte olup dava tarihi itibariyle asliye hukuk mahkemesinin görev alanına girmektedir.
Görev hususu kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında mahkemece re’sen nazara alınır.
Mahkemece görev nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde davanın esası hakkında hüküm tesisi doğru görülmemiş, bu nedenle bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 27.6.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.