Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2011/10449 E. 2011/16224 K. 24.10.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/10449
KARAR NO : 2011/16224
KARAR TARİHİ : 24.10.2011

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Dava dilekçesinde vasiyetnamenin iptali, mümkün olmaması halinde ise tenkisi istenilmiştir. Mahkemece davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı vekili dilekçesinde; mirasbırakan …’in son arzularını içeren 23.05.2001 tarihli vasiyetnamenin irade fesadı nedeni ile geçersiz olduğunu ileri sürerek iptalini, bunun mümkün olmaması halinde ise tenkisini talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; vasiyetnamenin iptalini gerektirir şartların oluştuğunun davacı tarafça ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Vasiyetnamenin iptali talebine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle mirasbırakan tarafından yapılan 23.05.2001 tarihli vasiyetnamenin yanılma, aldatma, korkutma veya zorlama sonucunda yapılmış olduğu yönündeki iddianın ispatlanamadığının mahkemece saptanarak kabul edilmiş olmasına göre, vasiyetnamenin iptali talebinin reddiyle ilgili verilen kararda bir isabetsizlik bulunmamakta olup, davacı vekilinin bu yöne ilişen temyiz itirazlarının reddi ile verilen hükmün ONANMASINA,
2- Tenkis talebine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Mahkeme kararlarında nelerin yazılacağı HMK. nun 297. maddesinde belirtilmiştir. Buna göre, hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait her hangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların mümkünse sıra numarası altında, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir. Bu biçim yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir.
Somut olayda ise, dava terditli olarak açılmış olup asıl talep olan vasiyetnamenin iptali reddedilmesine rağmen, fer’i talep olan tenkisin incelenmemesi ve buna bağlı olarak karar verilmemesi usul ve yasaya aykırıdır.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup bu nedenlerle yerinde olan temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün HUMK. nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 24.10.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.