Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2011/10297 E. 2011/16097 K. 24.10.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/10297
KARAR NO : 2011/16097
KARAR TARİHİ : 24.10.2011

MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

Dava dilekçesinde 2.300,00 TL vekalet ücreti alacağının faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili için yapılan ilamsız icra takibine vaki haksız itirazın iptali ile takibin devamına ve %40 icra inkar tazminatının tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davada, davalı … vekili olarak hukuki işleri takip ettiği halde haksız azil edilerek vekalet ücretinin ödenmediği ileri sürülerek 2300,00 TL vekalet ücreti alacağının tahsili için yapılan ilamsız icra takibine vaki haksız itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesi istenilmiştir.
Davalı … vekili, davacının 5393 sayılı Belediye Kanununa ve İçişleri Bakanlığı Mahalli İdareler Genel Müdürlüğünün 31.12.2005 tarih ve 11493 sayılı genelgesine aykırı olarak sırf önceki Belediye Başkanının kardeşi olması nedeniyle vekil olarak atandığını azlin haklı olduğunu davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacı tarafından azlin haksız olduğu iddia ve ispat edilmediği gibi vekil olarak görevlendirilmesinin de mevzuata aykırı olduğu gerekçeleri ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm, süresinde davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Kural olarak, Borçlar Kanununun 386 vd. maddelerinde düzenlenen vekalet akdinin geçerliliği yasaca herhangi bir şekil şartına tabi tutulmamıştır. Mahkemeye avukatın sunduğu vekaletname, vekil-müvekkil vekalet akdini ortaya koyan yazılı belge niteliğinde olup, sadece bu ilişkinin üçüncü kişiler ve mahkeme nezdinde ispatı açısından önem taşır. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere göre, taraflar arasında yazılı ücret sözleşmesi yapıldığı hususu davalının 15.04 2009 tarihli azilnamesi içeriği de dikkate alındığı zaman ihtilafsızdır. Kaldı ki, vekaletname bulunmadığı hallerde bile, müvekkilin, vekalet akdinin varlığını ve yapılan işlemlere icazetini gösteren beyanı, usul hukuku açısından geçerli sonuçlar doğurur (HUMK.md.67).
Somut olayda, taraflar arasında yukarıda açıklanan nedenlerle geçerli bir vekalet akdinin bulunduğunun kabulü gerekir.
Bu durumda, davacının vekalet ücretine hak kazanabilmesi için vekalet akdinin yüklediği edimleri gereği gibi ifa edip etmediğinin araştırılması gerekmektedir. Bunun içinde dava konusu edilen … Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/262 sayılı dava dosyasının incelenmesi gerekmektedir.
Avukatlık kanununun 174. maddesine göre, avukatın haksız olarak azli halinde ücretin tamamı azil edilen vekile verilir ancak, avukat kusur veya ihmalinden dolayı azledilmiş ise, yani azil haklı ise avukatlık ücretinin ödenmesi gerekmez.
Açıklanan nedenlerle mahkemece, davacının vekalet görevini özenle yapıp yapmadığını başka bir ifade ile azlin haklı olup olmadığı belirlenmeli ve bunun sonucuna göre şayet azlin haksız olduğu saptanır ise, davacının talebi açıklattırılmak suretiyle davalının sözleşme ilişkisinden ve gerekse de karşı tarafa yargılama gideri olarak yüklenecek vekalet ücretinden sorumlu olduğu gözetilerek sonucuna uygun bir karar verilmelidir. Anılan yönler gözetilmeksizin eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 24.10.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.