Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2011/10214 E. 2011/14946 K. 10.10.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/10214
KARAR NO : 2011/14946
KARAR TARİHİ : 10.10.2011

MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

Dava dilekçesinde bir adet mermer kesme makinesi, bir adet mermer silme makinesi ve bir adette otomatik mermer tezgah makinesinin kendisine ait olduğunun tespiti ile teslimi istenilmiştir. Karşılık dava dilekçesinde ise; 2007 yılında satın alınan 17 parsel içerisinde otomatik mermer silme makinesinin kaldırılmaması nedeniyle, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 6.000,00 TL ecrimisilin tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulü ve kısmen reddi cihetine gidilmiş, karşılık dava ise takip edilmediğinden HUMK 409/5.madde hükmü gereğince açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı dava dilekçesinde, 1994-2004 yılları arasında dava dışı …’ e ait dükkanlarda yine dava dışı kişiler ile ortak mermer atölyesi işlettiğini, bir adet mermer kesme makinesi, bir adet mermer silme makinesi ve bir adet de otomatik mermer tezgah makinesinin kendisine ait olup işyerine mante edildiğini, 2004 yılında işlerin iyi gitmemesi nedeniyle faaliyette bulunulmadığını, davalının bu işyerlerini malikinden 2008 ve 2009 yıllarında satın alarak kullanmaya başladığını, davalının satın aldığı dükkanda bulunan her üç makinenin de kendisine ait faturalı malı olduğunu istediğinde davalının bir takım haksız taleplerde bulunarak vermeye yanaşmadığını ileri sürerek makinelerin mülkiyetinin kendisine ait olduğunun tespiti ile iadesini talep ve dava etmiştir.
Davalı karşılık dava dilekçesinde, dükkanları dava dışı …’den satın aldığı tarihte mermer kesme ve mermer silme makinelerinin de demirbaş olarak kendisine satıldığını, ancak otomatik mermer tezgahının kendisine ait olmadığını fakat bu makinenin davalıya ait olup olmadığının ihtilaflı olduğunu, eski malik …’in kendisine ait olduğunu beyan ettiğini, davacının da yine kendisine ait olduğunu söylediğini fakat otomatik mermer tezgahının dükkanı satın aldığı tarihten itibaren kaldırılmaması nedeniyle kullanamadığı ve başka dükkan kiralamak zorunda kaldığını ileri sürerek zararına karşılık 6000,00 TL tazminatın tahsilini istemiştir.
Mahkemece, asıl davanın kısmen kabulü ile dava konusu bir adet mermer silme makinesinin, bir adet mermer kesme ve bir adet otomatik mermer kesme ve silme makinesinin ½ mülkiyetinin davacıya ait olduğunun tespitine ve taşınır niteliğindeki makinelerin bölünmesi mümkün olmadığından davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karşılık davanın takipsiz bırakıldığından açılmamış sayılmasına karar verilmiş, hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Kural olarak, kanun aksini emretmedikçe iki taraftan her biri iddiasını dayandırdığı olguların varlığını ispat ile yükümlüdür (TMK.md.6).
Somut olayda, davacı dava konusu makinaların kendisine ait olduğunu ileri sürmektedir. Tanık beyanları ile makinaların ½’sinin davacıya ½ sinin ise dava dışı …’e ait olduğu anlaşılmıştır. Mahkemece, TMK 763. madde hükmüne göre taşınır mülkiyetinin zilyetliğin devri ile kazanılacağı ve davalıya … tarafından dükkanların satışı sırasında makinalar üzerindeki kendisine ait olan ½ hissenin de devredildiğinin kabulünün gerektiği ancak dava konusu makinaların bölünemediği gerekçeleri ile davanın kısmen kabulü ve davacıya teslimine karar verilmiş ise de, davalının açıkça tanık dinlenmesine muvaffakatı bulunmamaktadır. Uyuşmazlığa konu alacağın miktarı itibariyle de yazılı delil ile ispat edilmesi gerektiği sabittir (HUMK mad. 288).
O halde mahkemece, davacının dava dilekçesinde (vs.yasal delil denmek suretiyle) yemin deliline de dayandığı gözetilerek yemin teklif etme hakkı hatırlatılmalı, sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken tanık beyanlarına itibar edilerek davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş olup eksik incelemeye dayalı hükmün bozulması gerekmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 10.10.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.