Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2011/10110 E. 2011/15426 K. 13.10.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/10110
KARAR NO : 2011/15426
KARAR TARİHİ : 13.10.2011

MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı vekili; müvekkili ile eşi olan davalının ayrı yaşadıklarını, davalının eşi ve çocuğu ile ilgilenmediğini beyan ederek, davacı için aylık 500,00 TL, çocuk için 400,00 TL tedbir nafakasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece, davacı için 350,00 TL, çocuk için 350,00 TL tedbir nafakasına karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
TMK’nun 197.maddesi gereğince, ayrı yaşamakta haklı olan eş diğer eşten tedbir nafakası talebinde bulunabilir.
Ayrıca, TMK’nun 327/1 maddesine göre, çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderler ana ve baba tarafından sağlanır.
Ana ve babanın bakım borcu, çocuğun … olmasına kadar devam eder (TMK.md.328/1).
Küçüğe fiilen bakan ana veya baba, diğerine karşı çocuk adına nafaka davası açabilir (TMK.md.329/1).
Nafaka takdir edilirken, tarafların ekonomik, sosyal ve mali durumları ile davacı ile çocukların ihtiyaçları gözönünde bulundurulmalıdır.
Dosyada mevcut, davalının ekonomik durumuna ilişkin araştırma sonucunun incelenmesinden, davalının devlete biriken 20.000,00 TL vergi borçları olduğu, bu nedenle işyerini devrettiği ve aynı işyerinde alüminyum doğrama işçisi olarak aylık ortalama 600,00 TL ücretle çalıştığı, ailesiyle birlikte yaşadığı anlaşılmıştır.
Davacı tanığı işyerinin davalıya ait olduğunu beyan etmişse de bu husus araştırılmış, bir kayda rastlanmamıştır.
Davacının ise çalışıp çalışmadığı SGK’dan sorularak araştırılmamıştır.
Bu nedenle dava konusu olayda, davalının gelir durumunun iyi olduğunu ispat yükümlülüğü davacıya aittir. Davacı bu konuyu somut deliller ile ispat edememiştir. Bu nedenle davalının gelirinin üzerinde yüksek oranlarda nafaka ödemesine karar verilmesi TMK.nun 4. maddesinde yazılı hakkaniyet ilkesine de uygun bulunmamış bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 13.10.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.