Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2010/9910 E. 2010/12516 K. 12.07.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/9910
KARAR NO : 2010/12516
KARAR TARİHİ : 12.07.2010

MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

Dava dilekçesinde kira alacağının iptali istenilmiştir. Mahkemece davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı vekili dilekçesinde; davalının babası olan Reşit Gökcan’ın davacıya ait taşınmazı şifahi sözleşme ile kiraladığını, ancak kira bedellerinin uzun süre yatırılmaması nedeniyle sözleşmenin yazılı olarak düzenlenmesine karar verildiğini, davalının, davacı tarafça imzalanan kira sözleşmesini daktilo ile doldurulacağını söyleyerek aldığını, bir süre sonra ise kira sözleşmesinin anlaşmaya aykırı olarak düzenlendiğinin öğrenildiğini ileri sürerek; kira sözleşmesinin iptali ile kiralananın tahliyesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davalının babası Reşit ile anlaşamayan davacının taşınmazı davalıya kiraladığını, daha önceden ortaya çıkan sorunlar nedeni ile davacının babasıyla boş bir sözleşme imzalanmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, açığa imza atılmak suretiyle düzenlenen sözleşmenin anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğu iddiasının, HUMK. nun 290. maddesi gereğince ancak senetle ispatlanabileceği gerekçesi ile davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm süresinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Somut olayda; davacının, başlangıçtan itibaren geçersiz olduğunu ileri sürdüğü kira sözleşmesinin iptalini istediği anlaşılmaktadır.
Tarafların dayandığı ve mahkemeye ibraz edilen 30 yıl süreli kira sözleşmesine göre aylık kira bedeli 100 TL olup, kira süresince ödenmesi gereken kira bedeli toplamı dava tarihi itibariyle 7.080 TL olan görev sınırının üzerindedir.
O halde mahkemece; davaya bakmakla görevli olan mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğu düşünülmeksizin davanın esası hakkında hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK. nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 12.07.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.