Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2010/9758 E. 2010/15581 K. 04.10.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/9758
KARAR NO : 2010/15581
KARAR TARİHİ : 04.10.2010

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Dava dilekçesinde ve birleşen dava dilekçesinde muris … …’ın … 7.Noterliğinin 28.12.2005 tarih ve 25981 nolu vasiyetnamesi ile- Türkiye İş Bankası … Şubesinde bulunan yatırımını vasiyet ettiği ileri sürülerek vasiyetin tenfizi istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davada ve birleşen davalarda, muris … … tarafından … 7. Noterliğinin 28.12.2005 tarih ve 25981 sayılı vasiyetname ile Türkiye İş Bankasının … şubesinde bulunan yatırım hesabındaki paranın belirli oranlarda arkadaşları olan davacılara vasiyet edildiği ileri sürülerek vasiyetnamenin tenfizi ile vasiyet edilen miktarların yasal faizi ile tahsili istenilmiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm, bir kısım davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Türk Medeni Kanununun 600. maddesi gereğince –“ Vasiyet alacaklısı, vasiyeti yerine getirme görevlisi varsa ona; yoksa yasal veya atanmış mirasçılara karşı kişisel bir istem hakkına sahip olur. 
Bu alacak, tasarruftan aksi anlaşılmıyorsa vasiyet yükümlüsünün mirası kabul etmesi veya ret hakkının düşmesiyle muaccel olur.
Vasiyet alacaklısı, yükümlülüğünü yerine getirmeyen vasiyet yükümlüsüne karşı, vasiyet edilen malın teslimini veya hakkın devrini; vasiyet konusu bir davranış ise, bunun yerine getirilmemesinden doğan zararın giderilmesini dava edebilir”.
Somut olayda davalılardan … murisin annesi … ise baba bir kardeşidir. Diğer davalı … (dava devam ederken ölümü nedeniyle mirasçıları) yasal mirasçı olmayıp murisin amca oğludur ve davaya konu hesaptaki paraların aktarıldığı üçüncü kişi konumundadır.
Davaya konu 28.12.2005 tarihli vasiyetnamede muris … Barosu avukatlarından Avukat … …’ı vasiyeti tenfiz memuru olarak atamıştır. Bu durumda … (ölümü ile mirasçıları) anılan maddede belirtildiği gibi vasiyeti yerine getirme görevlisi değildir ve yine yasal veya atanmış mirasçı sıfatları da bulunmadığından aleyhine “vasiyetnamenin tenfizi ve tahsili” davası açılmasına olanak bulunmamaktadır.
Mahkemece, (…, … …, …) aleyhine açılan vasiyetnamenin tenfizi ve alacak istemli davanın anılan yasal düzenleme nedeniyle husumet yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken kabulü cihetine gidilmesi doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 4.10.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.