YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/9523
KARAR NO : 2010/17578
KARAR TARİHİ : 26.10.2010
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Dava dilekçesinde 62.853.475.000 lira alacağın faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Islah dilekçesi ile müddeabihin artırılmıştır. Mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması davalılar vekili tarafından istenilmekle; taraflara yapılan tebligat üzerine duruşma için tayin olunan günde Davalılar vek.Av…. … geldi.Davacı vek.Av. … geldi. Gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00’e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davada, davalıların kök murisinin yurtdışında usulsüz tedavi harcamasına yol açtığı ve bu tedavi giderlerinin bakanlıkça ödenmek zorunda kalındığı ileri sürülerek alacak istemi ile dava açılmış; mahkemece, harcamaların TBMM’den alınan olura dayandığı ve ayrıca davalılar dışında mirasçılarda bulunduğu onlara yönelik dava da açılmadığı gerekçesiyle istemin reddine karar verilmiş; hükmün davacı tarafından temyizi üzerine, Dairemizin 30.10.2006 gün ve 2006/14149 E-13691 K sayılı ilamı ile “…Mahkemece geri ödenmesi istenen tedavi masraflarının yasa ve yönetmeliğe uygun gerçekleştirilip gerçekleştirilmediği araştırılmadığı gibi bu yönde uzman bilirkişi aracılığı ile de inceleme yaptırılıp rapor temin edilmemiştir. Eksik incelemeye dayalı karar verilmiş olması bozmayı gerektirmiştir…” gerekçesiyle, mahkeme kararı bozulmuştur.
Mahkemece, bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda, alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince süresinde temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı vekilinin bütün, davalılar vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir..
Ancak, mahkemece bozmaya uyulmuş olmasına rağmen, bozma ilamı doğrultusunda inceleme ve araştırma yapılmamıştır. Zira, bozma ilamında açıkça, geri ödenmesi istenen tedavi masraflarının yasa ve yönetmeliğe uygun gerçekleştirilip gerçekleştirilmediğinin araştırılması, bu araştırmanın da uzman bilirkişi aracılığıyla yapılması istenilmiştir. Bilirkişi olarak sadece Hukukçu seçilmesi ve düzenlenen bu raporun hükme esas alınmış olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
HUMK’nun 275 ve müteakip maddeleri gereğince, çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektiren hallerde mahkemece bilirkişinin oy ve görüşünün alınması gerekir. Mahkemece, bu hükme uygun olarak yapılacak iş; dava konusu hastalıkla ilgili alanında uzman doktor, sayıştay denetçisi ve hukukçudan oluşan üçlü bir bilirkişi heyeti oluşturmak, tedavi konusu hastalık türüne göre yapılan harcamanın yasa ve yönetmeliğe uygun gerçekleşip gerçekleşmediğini saptamak, oluşacak sonuç dairesinde hüküm kurmaktan ibaret olmalıdır.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen davalı taraf için duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre takdir edilen 750 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalı tarafa verilmesine ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 26.10.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.