Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2010/9478 E. 2010/12364 K. 08.07.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/9478
KARAR NO : 2010/12364
KARAR TARİHİ : 08.07.2010

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı vekili; müvekkili ile davalının 24.3.2008 tarihinde Karabük Asliye 2.Hukuk Mahkemesi kararı boşandıklarını, hakimce tasdik edilen protokol ile; müşterek çocuk için aylık 750,00 YTL iştirak nafakasının tahsiline karar verildiğini, bir yılı aşkın bir sürenin geçtiğini, paranın alım gücünün düştüğünü, müşterek çocuk ile Yalova’ya yerleşmek ve kendilerine yeni bir ortam hazırlamak zorunda kaldıklarını, çocuğun Özel Bahçeşehir Koleji İlköğretim okuluna devam etmekte olduğunu, davalı babanın gelirinde artış olduğunu, çocuğun yaşının küçük olması nedeniyle müvekkilinin başka bir işte sürekli olarak çalışarak gelir elde etmesinin de mümkün olmaması, nedeniyle aylık 750,00 TL iştirak nafakasının dava tarihinden geçerli olmak üzere aylık 2.000,00 TL ye çıkartılmasına, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; talep edilen miktarın fahiş olduğunu ve müvekkilinin gelirinin 1.000,00 TL olduğunu, müvekkilinin oturduğu evin kooperatif olup halen aidat ödediğini, davacının nafakayı çocuğun ihtiyaçlarından ziyade kendi özel ihtiyaçları için talep ettiğini, nafaka bedelinin artırılması kanaatine varılacak ise artırım tutarının hakkaniyet kurallarına göre yapılmasını savunmuştur.
Mahkemece, 750,00 TL iştirak nafakasının 1.000,00 TL daha artırılarak 1.750,00 TL ye çıkartılmasına karar verilmiş; hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
İştirak nafakası; çocuğun yaşı, eğitim durumu, günün ekonomik koşulları ile genel ihtiyaçlar ve ana babanın mali durumlarına göre takdir edilir. Ayrıca nafakanın takdirinde birlik devam ederken çocuğun alıştığı yaşama şeklide dikkate alınır.
TMK’nun 331.maddesine göre de; durumun değişmesi halinde hakim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler.
Taraflar arasındaki nafaka ve nafaka ile ilgili yükümlülükler Yargıtay’ın yerleşik uygulaması nedeniyle şartlar değişmemiş ise paranın alım gücündeki düşüş nedeniyle ÜFE oranında artırılır. Ancak, sonraki zamanlarda nafaka borçlusu veya alacaklının elinde olmayan nedenlerle ve iradesi dışında sosyal ve ekonomik durumunda öncekine nisbeten önemli ölçüde, herhangi bir değişiklik olması durumunda, hakkaniyetin gerektirdiği ölçülerde, şartlara göre uyarlanabilir.
Somut olayda, taraflar boşanma davası sırasında anlaşmışlar, davacıya müşterek çocuk ile birlikte ikamet etmek üzere mesken, davacıya 75.000,00 TL maddi tazminat ve müşterek çocuğun velayeti ile aylık 750,00 TL iştirak nafakası verilmesini kararlaştırmışlar, mahkemece bu protokol uygun bulunarak onaylanmıştır. Ancak, davacı davalının muvafakatı dışında davalının eğitim bedelini ödemeyi taahhüt ettiği özel okulda eğitim gören müşterek çocuğu, dönem sona ermeden mevcut okulundan alarak, başka şehre taşınmış, yeniden bir özel okula kayıt yaptırmıştır. Anlaşmada özel okul giderlerinin davalı baba tarafından karşılanacağına dair hüküm yoktur. Bu nedenle, davacının şahsi kararı sonucu, davalının rızası dışında değiştirilen özel okul giderlerinin arttığından bahisle iştirak nafakasının aradan geçen bir yılda bu miktarda artırılmasının istenmesi sözleşmeye bağlılık ve iyiniyet ilkesi ilkesine uygun olmadığı gibi, soysal inceleme raporunda belirtildiği üzere, tarafların bir diğerini yer değiştirmeye zorlamak üzere şehir değiştirmesi ve bu nedene dayanarak da nafakanın artırılmasını istemesi hakkın kötüye kullanılması niteliğinde kabul edilmiş, taktir edilen miktar TMK’nun 4. maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun bulunmamıştır.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 8.7.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.