YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/9440
KARAR NO : 2010/10827
KARAR TARİHİ : 17.06.2010
MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Dava dilekçesinde 2.200.00 TL ecrimisilin faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı, dava dilekçesinde gaip paydaşlara Kayyım olarak atantığı taşınmazın, 07.05.1999 tarihinden bu yana davalı paşdaş tarafından kiraya verilmek suretiyle tek başına tasarruf edildiğini beyanla 07.05.1999-28.09.2006 tarihleri arasındaki dönem için 2.200.00 TL ecrimisilin faizi ile tahsilini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 482,42 Tl ecrimisilin 13.10.2006 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ecrimisil davaları haksız fiil benzeri davalar olup, ecrimisil miktarının en çoğu tam kar mahrumiyeti en azı ise asgari kira bedelidir.
HUMK’nun 275.maddesi “Mahkeme, çözümü özel veya teknik bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir.” hükmünü getirmiştir.
Bilirkişi raporunu hazırlarken raporun dayanakları olan özel ve somut nedenleri belirtmek zorundadır. Ayrıca raporun denetime elverişli olması da gerekir.
Somut olayda yerleşmiş yargısal ilkeler doğrultusunda kira geliri üzerinden ecrimisil belirlenmesinde dava konusu taşınmazların emsaller de değerlendirilerek saptanan ilk dönem ecrimisil miktarına sonraki yıllar için Toptan Eşya Fiyat Endeksinin (TEFE’nin) tamamı yansıtılmak suretiyle belirlenecek miktardan az olmamak koşuluyla bulunacak ecrimisilin hüküm altına alınması gerekir. Eğer , TEFE uygulanmadan ecrimisil hesabı yapılacaksa, bunun nedenleri bilirkişi raporunda somut verilerle açıkça belirlenmelidir.
Mahkemece, yetersiz bilirkişi raporuna dayanarak hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA 17.06. 2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.