Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2010/9161 E. 2010/10375 K. 10.06.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/9161
KARAR NO : 2010/10375
KARAR TARİHİ : 10.06.2010

MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

Dava dilekçesinde 3.561 TL itirazın iptali faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı, dava dışı borçlunun borcunu kefil sıfatıyla ödediğini, ödediği miktarın tahsili için diğer kefil olan davalı hakkında icra takibi yaptığını ileri sürerek, davalının icraya itirazının iptaline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davacının kefil olarak ödediği parayı asıl borçludan istemesi gerektiğini bildirerek, yersiz olan davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davacı ve davalının borç ilişkisinde kefil oldukları, davacı kefil tarafından borçlu … adına ödenen borcun diğer kefil davalıdan tahsili cihetine gidilemeyeceği, kefilin asıl borçlu …’a rücu etmesi gerektiğinden ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Borçlu … ile davacı ve davalı kefiller hakkında alacaklı tarafından yapılan icra takibi kesinleşmiş ve davacı kefil 1.6.2009 tarihinde dosya borcunu 3.554 TL olarak ödemiştir.
Davacı ve davalının, borçlunun kefili oldukları ihtilaf konusu değildir. Davacı, kefil olarak ödediği bu paranın rücuan tahsili için diğer kefil davalı aleyhine icra takibi başlatmıştır.
Borçlar Kanunu 488.maddesinde “Birden ziyade eşhas birlikte mütecezzi bir borca kefil oldukları takdirde bunlardan herbiri kendi hisseleri miktarınca adi kefil gibi ve diğerlerinin hisseleri hakkında kefile kefil sıfatıyla mes’ul olur. Kefiller, gerek asıl borçlu ile beraber, gerek kendi beyinlerinde müteselsil olmaklığı iltizem etmişlerse herbiri borcun tamamından mesul olup, ancak diğerlerinin hissesi için onlara rücu hakkını haizdirler” hükmü getirilmiştir. Bu hüküm uyarınca borcu ödeyen davacı kefil, ödediği miktarın 1/2 sini diğer kefil davalıdan isteyebilir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 10.6.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.