Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2010/8657 E. 2010/10639 K. 15.06.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/8657
KARAR NO : 2010/10639
KARAR TARİHİ : 15.06.2010

MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

Dava dilekçesinde 2.171.00 TL ecrimisilin faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı (yönetim) vekili dilekçesi ile; davalının kapıcılık görevini yaparken sözleşmesinin feshedildiğini, kendisine tahsis edilen konutu ihtarnameye rağmen boşaltmadığından zabıta marifetiyle 23.01.2008 tarihinde tahliye edildiğini iddia ederek; ecrimisil olarak 4.591.13 TL tahakkuk ettirildiğini, davalının site yönetiminden 2.419,60 TL alacağı bulunduğundan bu miktar mahsup edildikten sonra bakiye olan 2.171.00 TL’nin yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, ihtarnamenin kendisine ulaşmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; taleple bağlı kalınarak 2.171,00 TL ecrimisil bedelinin kademeli faiziyle tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak, ecrimisil; kötü niyetli şagilin taşınmazı işgal ettiği dönem için ödemek zorunda olduğu tazminat olup, uygulamada taşınmazı kullanan kişi haklı bir sebebe dayandığına inanarak veya bir edim karşılığı ya da davacının rızası dahilinde kullandığı gerekçesiyle yararlanmayı sürdürüyorsa (harici satış, fiili taksim, kira sözleşmesi v.s.) bu kullanım kötüniyetli sayılmayacağından tazminat ile sorumlu tutulmamaktadır. Bu gibi hallerde rızanın ortadan kalkması ve tarafların aldıklarını iade etmesine kadar taşınmazı elinde bulundurma haksız sayılamaz.
Somut olayda, davacı yönetim davalıya ihtarname keşide ederek, tebliğ tarihinden itibaren 10 günlük süre içinde mecuru boşaltmasını istemiştir. İhtarname 09.05.2007 tarihinde davalıya tebliğ edilmiş olduğuna göre 10 günlük sürenin dolduğu 19.05.2007 tarihinden itibaren davalı işgalci durumuna düşmüştür. O halde, mahkemece; 19.05.2007 tarihinden, tahliye tarihi olan 23.01.2008 tarihine kadar geçen süre için ecrimisil hesabı yaptırılmalı; belirlenen miktardan dava dilekçesinde davalının alacağı olarak beyan edilen 2.419,60 TL mahsup edildikten sonra, bakiyesi bulunduğu takdirde bu miktar için alacağa hükmedilmelidir. Yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
Bundan ayrı, hükmedilen ecrimisil bedeline dönem sonu (tahakkuk tarihi) itibariyle faiz işletilmesi gerekir. Ecrimisil bedelinin kademeli faiziyle tahsili şeklinde hüküm kurulmuş olması da doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 15.06.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.