Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2010/7124 E. 2010/8349 K. 10.05.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/7124
KARAR NO : 2010/8349
KARAR TARİHİ : 10.05.2010

MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

Dava dilekçesinde 3.365,38 TL alacağın faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kâğıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı (idare) vekili dilekçesinde; davalıya sözleşmeli personel olmasına rağmen 29.11.2005 – 14.01.2009 tarihleri arasında denetim tazminatı ödendiğini, Maliye Bakanlığının 20.04.2009 tarihli yazısı ile bu ödemenin yersiz olduğunun belirtildiğini ileri sürerek 3.365.38 TL’nin ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece; “Ödemenin dayanağı yapılan 17.04.2006 tarihli 2006/10344 numaralı Bakanlar Kurulu Kararına ekli 3 nolu cetvelde düzenlenen denetim tazminatı kısmının B bendinin yollamasıyla ekli 2 nolu cetvelde Devlet İstatistik Kurumunun uzman ve uzman yardımcılarının sayıldığı ve sözleşmeliler ile ilgili bir ibare bulunmaması nedeniyle denetim tazminatı ödenmesi işleminde açık hata bulunmadığı, Danıştay İçtihadı Birleştirme Kararına göre idarenin açık hata, memurun gerçek dışı beyanı veya hilesi halleri dışında ödemenin yapıldığı tarihten itibaren 60 günlük süre içinde davanın açılması gerektiği, davalıya en son ödemenin 14.01.2009 tarihinde yapıldığı, davanın 10.07.2009 tarihinde 60 günlük süreden sonra açıldığı” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davada, davacı idarenin; (sözleşmeli personel olmasına rağmen) hataen denetim tazminatı adı altında ödemede bulunduğu ileri sürülerek; yersiz ödenen 3.365.38 TL’nin faiziyle tahsili istenilmektedir. Dosya kapsamından, davalıya yapılan ödemelerin daha önce bu yolda alınmış bir karara dayanmadığı anlaşılmaktadır.
Borçlar Kanununun 62. maddesi gereğince, borç olmayanı rızası ile ödeyen kimse yanlışlığa düştüğünü ispat ettiği takdirde ödediğini geri isteyebilir.
Yine, HGK. nun 05.12.1984 tarih, 1982/13–387 E.-1984/997 K. sayılı kararında; herhangi bir şart tasarrufa dayanmayan salt hatalı ödemelerin idare tarafından BK. nun sebepsiz zenginleşme kurallarına göre geri istenebileceği açıklanmıştır.
Mahkeme gerekçesiyle belirtilen, Danıştay İçtihadı Birleştirme Kurulu’nun 22.12.1973 gün ve 1968/8–1973/14 sayılı kararı; idarenin “şart tasarrufuna” ilişkindir. Somut olayda ise; davacı idarenin davalıya mevzuata aykırı olarak yaptığı hatalı ödemeden söz edilmektedir.
O halde, mahkemece; herhangi bir şart tasarrufa dayanmayan salt hatalı ödemenin, Borçlar Hukukunun haksız iktisap kuralları çerçevesinde istenip istenemeyeceği tartışılmadan, yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK. nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, 10.05.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.