Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2010/7052 E. 2010/10257 K. 10.06.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/7052
KARAR NO : 2010/10257
KARAR TARİHİ : 10.06.2010

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Dava dilekçesinde 47.653,70 lira alacağın masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı … Genel Müdürlüğü vekili; davalı İstanbul Valiliği Defterdarlığı tarafından ecrimisil ihbarnamesi gönderilerek 56.216,70 YTL talep edilmesi üzerine 11.10.2002 tarihinde itirazi kayıtla ödeme yapıldığını, ancak İstanbul 3. İdare Mahkemesine açılan dava sonunda bu miktar 31.143,94 YTL indirimle kısmen kabul kararı verildiğini ve kararın bu şekilde kesinleştiğini, davalıdan bu miktarın faizi ile birlikte iadesi talep edildiğinde, asıl alacak ödenmiş ise de, ödeme tarihinden iade tarihine kadar işlemiş 47.653,70 YTL faizin ödenmediğini beyanla tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı; sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre, paranın kendilerinden 15.10.2008 tarihinde talebi üzerine temerrüdün bu tarihte oluştuğunu, bu nedenle faizin ancak bu tarihten sonra istenebileceğini savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak, Borçlar Kanunu’nun konuya ilişkin 61 ve ardından gelen maddelerindeki düzenlemelere göre, sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan veya tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir.
Bu davada, sebepsiz zenginleşmenin iade borcunun para ile ifa edileceği durumlarda faizin hangi tarihte işlemeye başlayacağı sorunu ile karşılaşılmaktadır.
Sebepsiz zenginleşmede geri verme borcu, zenginleşmenin geçersiz bir nedene dayanması durumunda hemen geleceğe yönelik bir neden bulunuyorsa onun oluşmadığı an; var olan bir neden bulunuyorsa da onun ortadan kalktığı zaman doğmuş olur. Edim yerine getirildiği sırada geçerli bir hukuksal nedenin bulunmasına karşın sonradan bu neden ortadan kalkmış olursa, bu durumda sebepsiz zenginleşme, nedenin ortadan kalktığı an meydana gelir (HGK. 6.2.2008 tarih 2008/3-40-102).
Dosya kapsamından, davacının 2886 … yasa uyarınca gönderilen ihbarname ile ecrimisil ödemesinde bulunduğu, yasal dava hakkını kullanarak bir kısmını iptal ettirdiği ve iptal kararının kesinleşmesi üzerine fazla ödediği kısmı istediği anlaşılmaktadır.
O halde, davalının (yani iade borçlusunun) yasa ile aldığı parasal haklarını, kararın iptali üzerine yasal dayanağının ortadan kalktığı, böylece zenginleşenin iade yükümlülüğünün başladığı, borcun muaccel olduğu kabul edilmektedir. Ancak, muaccel bir borcun borçlusu alacaklının ihtarı ile temerrüde düşer (BK.md.101/1)
Mahkemece; temerrüt tarihinden ödeme tarihine kadar faize hükmedilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile ödeme tarihinden itibaren faize hükmedilmesi doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA , 10.06.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.