Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2010/6908 E. 2010/10262 K. 10.06.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/6908
KARAR NO : 2010/10262
KARAR TARİHİ : 10.06.2010

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Dava dilekçesinde 21.013,06 TL ecrimisilin faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın 12.942,83 TL için kısmen kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davacı ve davalı vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı vekili; müvekkilinin de hissesi bulunan 1299, 1196, 1144, 1135, 1198, 1217, 568, 572, 713, 770, 585, 883 parsel … taşınmazları, müvekkilinin rızası dışında 2001 yılından beri kullanan davalıdan 2001-2002-2003-2004-2005 yılları için toplam 21.013,06-YTL ecrimisil bedelinin kademeli yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; murisin tüm giderlerinin ve borçlarının müvekkili tarafından ödendiğini, bu ödemelerinin karşılığı olarak taşınmazları 2005-2006 yılına kadar kullandığını, mirasçıların talebi üzerine 200 dekara yakın yerin bu kişilerin kullanımına bırakıldığını, bu nedenle ecrimisil talebinin yerinde olmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalının temyizi üzerine, Dairemizin 9.7.2009 tarih ve 2009/8478-12027 … kararı ile “dava konusu dönemde tüm taşınmazları davalının kullandığını ispat edemediği gibi, keşifte dinlenen tanık beyanları tartışılmadan, tüm taşınmazları 5 yıl süresince davalının kullandığının kabulü doğru görülmemiştir, ayrıca bilirkişi raporu resmi verilerden yüksek olmakla bu konuda ek rapor alınmadan sonuca gidilmesi doğru görülmemiştir” gerekçesiyle bozulmuş, bozmaya uyularak bilirkişiden ek rapor alınmış, bu sırada diğer mirasçı hissedarın açtığı 2006/601 … dosyada tüm taşınmazları davalının kullandığı kabul edilerek, onama üzerine kesinleşmekle, kesinleşen bu hüküm nedeniyle tanık beyanları değerlendirilmeden bozma öncesi gibi karar verilmiş, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin taktirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre taraf vekillerinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak;
1-Davacı vekilinin temyizi yönünden; bozma kararından önce yatırdığı karar harcının masraflar hesaplanırken nazara alınmaması nedeniyle eksik hesap yapılması,
2-Davalı vekilinin temyizi yönünden; HUMK.md.237 uyarınca kesin hükümden bahsedebilmek için; iki davanın da taraflarının, konularının ve dava sebeplerinin aynı olması gerekir.
Dava konusu olayda, davacılar farklı olduğu gibi, o davada 10 parça taşınmaz dava konusu olup, bu davaya konu olan 1144,1217 parsel … taşınmazlar dava konusu değildir. Bu nedenle bozma kararında belirtilen davalının kullanmadığına dair tanık beyanları da bu taşınmazlar yönünden olup, bu tarlalardan 1144 parseli Mülkiye, 1217 parseli …’nin kullandığını beyan etmişlerdir.
O halde, bozmaya uyulduğuna göre, bu taşınmazlar yönünden tanık beyanları nazara alınarak davanın reddi gerekirken kabulü de doğru değildir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 10.06.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.