Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2010/6836 E. 2010/11983 K. 05.07.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/6836
KARAR NO : 2010/11983
KARAR TARİHİ : 05.07.2010

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Dava dilekçesinde vasiyetnamenin tenfizi istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davada, muris …’nun 06.10.1995 tarihinde vefat ettiği ve Krd. Ereğli 1. Noterliğinin 08.08.1995 tarih ve 11782 sayılı vasiyetnamesi ile 18 parsel üzerindeki birinci kat dairenin davacıya bırakıldığı ileri sürülerek vasiyette bulunan adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tescil edilmesi istenilmiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş hüküm, davalılardan…vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak,dava konusu edilen taşınmazda muris Cevat’ın 104/384 hissesi olduğu anlaşılmakla birlikte, bu 104 hissenin 32’sinin aynı mahkemenin 2004/634 esas ve 2005/70 sayılı kesinleşen ilamı ile davalılardan Sevil adına kayıt ve tesciline karar verildiği, buna göre bakiye 72 hissenin kaldığı dolayısı ile vasiyette bulunan adına olan bu miktar hissenin iptali gerekirken, mahkemece, vasiyette bulunanın toplam 104 hissesinin, vasiyette bulunduğu Sevil ve davacı …’a bıraktığı dükkan ve daireye isabet eden arsa payı oranı,( ayrıca dava konusu edilmediği halde )bilirkişiler ve resen yapılan hesaplama ile belirlenmek suretiyle tapudaki (72/384) Cevat payını da aşar şekilde davalı …’e ait (18/384) hissenin de iptali yönünde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Zira, davacı sadece vasiyette bulunanın tapudaki (mevcut) hissesinin iptali ile adına tescilini istemiş ve davalı … adına olan 32 hissenin kısmen de olsa iptali yönünde ayrıca ve açıkça talepte bulunmamıştır. Talep aşılmak suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 05.07.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.