Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2010/6830 E. 2010/10724 K. 15.06.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/6830
KARAR NO : 2010/10724
KARAR TARİHİ : 15.06.2010

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Dava dilekçesinde davacı asıl davası ile 7434 TL alacağın yasal faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili davalılar ile karşılık davaları ile 6000 TL ecrimisilin yasal faizi ile birlikte davacıdan tahsili istenilmiştir. Mahkemece asıl davanın ve karşılık davanın kısmen kabulü, kısmen reddi cihetine gidilmiş, hüküm davalı (karşılık davacı) tarafından temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı vekili dilekçesinde, davacının babasının kendisine ait taşınmazı kullanmak üzere davacıya verdiği, davacının da uzun bir süre burayı kullandığını, ancak burayı oturulur hale getirmek için, bir takım tadilatlar yaptığını, sonradan davacının babasının bu taşınmazı satış gibi göstererek davalılara bağışladığını, beyan ederek yapılan tadilatların bedeli olan 7434 TL.’nin yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar ise karşılık davaları ile, dava konusu taşınmazı davacının babasından satın aldıklarını, mahkeme kararı ile davacının taşınmazdan müdahalesine karar verildiğini, taşınmazın tahliye edilerek ecrimisil ödemesi için davacıya ihtar gönderdiklerini beyan ederek 6000 TL. ecrimisilin yasal faizi ile birlikte davacıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece, asıl davanın kabulüne,karşılık davanın ise kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiş, hüküm davalı (karşılık davacı) tarafından temyiz edilmiştir. Borçlar Kanununun 61. maddesi gereğince “Haklı bir sebep olmaksızın aharın zararına mal iktisap eden kimse, onu iadeye mecburdur.”
Dava konusu uyuşmazlık, sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan alacağın tahsili talebine ilişkindir. Davacı, dava konusu taşınmazın elinden gitmesi nedeni ile, yapılan imalatlar nedeni ile fakirleştiğini beyan ederek, zenginleşen davalı taraftan bunun bedelini talep etmektedir.
Ne var ki, somut olayda imalatların taşınmaz davacının babasına ait iken yapıldığı ve gene babaya ait iken davalılara satıldığının anlaşılması karşısında sebepsiz zenginleşenin davalılar değil davacının babası olduğunun kabulü gerekecektir.
Öyle ise mahkemece, yukarıdaki ilke ve esaslar gözetilerek, husumetin davacının babasına yöneltilmesi gerektiği gerekçesi ile davanın husumet nedeni ile reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu asıl davanın kabulüne karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 15.06.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.