Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2010/6790 E. 2010/7759 K. 03.05.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/6790
KARAR NO : 2010/7759
KARAR TARİHİ : 03.05.2010

MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

Dava dilekçesinde 5.000 TL vekalet ücreti alacağının tahsili için yapılan takibe itirazın iptali istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Dava dilekçesinde; davalı ve kardeşlerinin babalarının ölümü nedeniyle Kadastro Mahkemesinde görülmekte olan davada davacı avukatı vekil olarak tayin ettikleri, davacının 20 yılı aşkın süre boyunca davayı takip edip sonuçta iki ayrı taşınmazın davalılar adına tescilini sağladığı, buna rağmen vekalet ücreti alacağının ödenmediği ileri sürülerek, 5.000 TL alacağın tahsili için yapılan takibe itirazın iptaline karar verilmesi istenilmiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava ehliyeti; kişinin kendisinin veya yetkili kılacağı bir temsilci (vekili) aracılığı ile bir davayı (davacı veya davalı olarak) takip etme ve usul işlemlerini yapabilme ehliyetidir.
HUMK.nun 59.maddesinde; dava açmaya ehil olan her şansın davasını bizzat veyahut tayin edeceği vekili vasıtasıyla takip edebileceği düzenlenmiştir. Yine; Avukatlık Kanununun 35.maddesinde; Kanun işlerinde ve hukuki meselelerde mütalaa vermek, mahkeme, hakem veya yargı yetkisini haiz diğer organlar huzurunda gerçek ve tüzel kişilere ait hakları dava etmek ve savunmak, adli işlemleri takip etmek, bu işlere ait bütün evrakı düzenlemek, yalnız baroda yazılı avukatlara aittir” düzenlemesi yer almıştır. Bu yasal düzenlemeler karşısında, dava ehliyetine sahip olan davacı veya davalının davayı kendisi takip edebileceği gibi kendisine bir avukatta tutabileceği açıktır. Tarafları, tayin edecekleri avukat dışındaki bir şahsın temsil etmesi mümkün değildir.
Davada ise; icra takip dosyasında davalı … kendi adına asaleten dört kardeşi adına da vekaleten borçlu olarak gösterilip takip başlatılmış, aynı şekilde itirazın iptali davası açılıp husumet yöneltilmiş, gerekçeli karar başlığında da kendi adına asaleten kardeşleri adına ise vekaleten davalı gösterilmek suretiyle hüküm kurulmuştur. Oysa ki; yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda davalının dava veya icra takibinde kardeşlerini temsil yetkisi bulunmamakta olup, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru değildir.
Kabule göre de; davalı … kadastro mahkemesinde görülmekte olan davada kendisini temsil etmek üzere davacıyı vekil tayin etmiş olup, aralarında herhangi bir yazılı ücret sözleşmesi bulunmamaktadır. Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 1.maddesinde; bütün hukuki yardımlarda avukat ile iş sahipleri arasında yazılı ücret sözleşmesi yapılmamış olan hallerde Tarife hükümlerinin uygulanacağı düzenlenmiştir.
O halde; mahkemece karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre davacı avukatın talep edebileceği vekalet ücreti miktarı yöntemine uygun olarak bilirkişiye hesaplatılıp, sonucu uyarınca hüküm tesisi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 3.5.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.