Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2010/6680 E. 2010/11777 K. 01.07.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/6680
KARAR NO : 2010/11777
KARAR TARİHİ : 01.07.2010

MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

Dava dilekçesinde kira parasının 2009-2010 döneminde aylık piyasa rayicine göre tesbiti istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı vekili dilekçesinde , tarafların 20.4.2007 tarihinde anlaşmalı olarak boşandaklarını , boşanma protakalünün 4. maddesinde tarafların ortaklaşa aldıkları dükkandan gelecek kira gelirinin 1/2 sinin peşin olarak her yıl davacıya verilmesi konusunda anlaşmaya varıldığını belirterek , davacının 1/2 kira gelirinin hak sahibi olarak 2009/2010 yılı kira bedelinin bilirkişi marifetiyle tespitini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevabında; dava konusu taşınmazda dava dışı 3. kişinin 2007 yılından bu yana kiracı olduğunu, davalının da her sene kira gelirini aldığını, 2009/2010 yılı kira süresinin Kasım ayında dolduğunu , dolayısıyla kira bedelinin yarısının henüz gönderilmediğini, davacının kira bedelini düşük bulması halinde kiracıya karşı dava açabileceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; dava konusu dükkanın bir bölümünün dava dışı 3. kişiye kiraladığı, taraflar arasında ise, 5. Aile Mahkemesinin boşanma ilamının kesinleşmesiyle birlikte, hükümle onaylanan 28.2.2007 tarihli protokol gereği kiracılık ilişkisi başladığını, dava dışı kiracıya karşı açılmış bir dava olmadığından davalının kullanımında olan kısım için yıllık kira parasının 8.4.2009 tarihinden itibaren 6.500 TL olarak tespitine karar verilmiştir. Hükmü davalı vekili temyiz etmektedir.
Bir davada hukuki yararın bulunup bulunmadığı dava şartıdır. Tespit davası açılabilmesi için henüz eda davası açma zamanının gelmemiş olması veya eda davası açılmasının mümkün olmaması ve böyle bir davanın açılmasında davacının hukuki yararının bulunması gerekir. Bunu hakim görevi gereği re’sen araştırmak durumundadır.
Eda davası açılması mümkün olan hallerde tespit davası açılamaz. Davacının dava konusuyla ilgili eda davası açması mümkün bulunduğuna göre davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 1.7.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.