Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2010/6382 E. 2010/7961 K. 04.05.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/6382
KARAR NO : 2010/7961
KARAR TARİHİ : 04.05.2010

MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

Dava dilekçesinde 3008 liralık takibe vaki itirazın iptali ile %40 inkar tazminatının masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı vekili dilekçesinde , davalının davacı … Birliğine ait kanalları kırarak işe yaramaz hale getirdiğini beyan ederek 3128 TL. tazminatın yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece, davacıya tanıklarını bildirmesi için kesin süre verildiği, davacının kesin süre içinde tanıklarını bildirmediği ve böylelikle de davasını ispat edemediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 163. Maddesinde “Kanunun tayin ettiği müddetler katidir. Bu müddetlerde yapılması lazım olan muamele yapılmazsa o hak sakıt olur. Hakim tayin ettiği müddetin kati olduğuna da karar verebilir. Aksi takdirde tayin olunan müddeti geçirmiş olan taraf yenisini isteyebilir. Bu suretle verilecek müddet katidir. Bir daha verilemez.” denilmekle davaların suretle sonuçlandırılması amaçlanmaşı olup, bu hükümle tarafların savunma haklarının kısıltlanması, delliller toplanmadan alel acele davaların sonuçlandırılması amaçlanmamıştır.
Anılan madde hükmü gereğince; ara kararında yapılması gereken işlemlerin açık bir şekilde belirtilmesi gerekecektir.Belirtilmediği takdirde kesin süre sonuç doğurmaz.
Somut olayda, mahkemece , 7.5.2008 tarihli oturumda, “davacıya tanıklarını bildirmesi için 10 günlük kesin mehil verilmesine, bildirmediği takdirde tanık delilinde vazgeçmiş sayılacağı “ ihtarında bulunulmuştur.Ancak bu kesin süre verilirken ara kararında tanık ücretleri ve davetiye giderleri belirtilmemiştir. Bu haliyle kesin mehil sonuç doğurmaz.
Kaldı ki, dava keşfe muallak olup, mahkemece, davacı tarafa kesin mehil verilmesinden sonra yapılan keşifte, davacı tanığı da dinlenmiştir.
Öyle ise mahkemece,yukarıdaki ilke ve esaslar gözetilerek,davacı tarafa delillerini ve tanıklarını bildirmesi için yeniden süre verilerek (HUMK.’nun 163. maddesi de gözetilerek ), yapılacak yargılama neticesinde hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken,eksik inceleme ile yazıla şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 4.5.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.