YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/6234
KARAR NO : 2010/6588
KARAR TARİHİ : 13.04.2010
MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Dava dilekçesinde 2.750 TL alacağın faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davada, satın alınan biber bedelinin ödenmediği ileri sürülerek alacağın tahsili istenilmiş, davalı biberlerin davacı tarafından dava dışı şirkete satıldığı ödenmeyen biber bedelleri için verilen senedin kendisi tarafından icra takibine konu edildiği tahsilat gerçekleştiğinde davacının alacağının da bu tahsilattan ödeneceği savunulmuştur.
Mahkemece, davalının 3.şahıs şirketten 67.000 TL tutarında senet alarak borcun naklini üstlendiği sabit ise de henüz senedin tahsil edilemediği, kaldı ki senedin karşılığının, davacı dışındaki kişilerinde alacağına mahsuben verildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak davalı, dava dışı şirketin, davacıdan satın aldığı biber bedelleri ve diğer şahısların alacaklarını karşılamak üzere kendisine senet verdiğini ve bu senedin icra takibine konu edildiğini, tahsilat gerçekleşince davacının alacağının da ödeneceğini savunmuş ve taraf tanıklarınca; davalının, dava dışı şirket adına aracılık ederek müstahsilden ürün satın aldığı ve davacının da bu kapsamda biber ürününü davalıya teslim ettiği açıklanmış bulunduğuna göre, davalının kendisine teslim edilen ürünlerin bedellerini, (şirketten aldığı senedi kabul edip icra takibine konu ederek) şirketin borcunu üstlenmekle, borcun naklinden dolayı ifa ile yükümlü olduğu (BK.md.173) takibe konu senet bedelinin tahsil edilmemiş olmasının, alacağın tahsili istemine engel oluşturmayacağı zira davanın sebepsiz zenginleşmeye (BK.md.61 vd) dayalı olmadığı gözetilmeden, delillerin yanılgılı değerlendirilmesi sonucu istemin reddi doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 13.04.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.