Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2010/619 E. 2010/7445 K. 27.04.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/619
KARAR NO : 2010/7445
KARAR TARİHİ : 27.04.2010

MAHKEMESİ: TEKİRDAĞ 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/07/2009
NUMARASI : 2008/235-2009/200

Dava dilekçesinde vasiyetnamenin iptali istenilmiştir. Mahkemece davanın reddine dair verilen hükmün temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması davacılar vekili tarafından istenilmekle; taraflara yapılan tebligat üzerine duruşma için tayin olunan günde temyiz eden Davacılar vek.Av.D. A.. geldi. Aleyhine temyiz olunan Davalı vek.Av.S..E.geldi. Gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00’e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü.
Davacılar vekili dilekçesinde; müvekkillerinin, vasiyetçinin mirasçıları olan kardeşleri olduğunu; murisin, Tekirdağ 1.nci Noterliğinin 22.05.2003 tarih, 6129 Yevmiye Nolu vasiyetnamesi ile, vasiyete konu taşınmazlarını ve banka hesaplarındaki paralarının tamamını davalı (yeğeni) H,’a vasiyet ettiğini; vasiyetçinin okur yazar olmadığını, bu durumda dava konusu vasiyetnamenin kanunun aradığı şekil şartlarını taşımazı gerektiğini; oysa, vasiyetnamenin noter tarafından vasiyetçiye okunduğu belirtilmediği gibi, vasiyetnamede; şahitlerin, vasiyetname metninin kendileri önünde resmi memur tarafından vasiyetçiye okunduğu hususunda beyanlarının da bulunmadığını; bu nedenle, vasiyetnamenin şekil şartlarına uygun olmadığını; ayrıca vasiyetçinin yaşlı olup vasiyetname yapma ehliyetinin de bulunmadığını iddia ederek; vasiyetnamenin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece; vasiyetnamenin yapılış şekli, içeriği ve tanık beyanları vasiyetçinin vasiyetinin kendi iradesi ile düzenlendiğini yansıttığından bahisle, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
Mirasbırakanın okur yazar olmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, vasiyetçinin, düzenlenen vasiyetnamenin son arzularına uygun olduğunu beyan etmesi yeterli değildir. Tanıkların da, vasiyetçinin kendi önlerinde beyanda bulunduğunu ve onu tasarrufa ehil gördüklerini ifade edip, bu sözlerin yazılması ile de yetinilmeyip vasiyetnamenin kendi yanlarında resmi memur tarafından vasiyetçiye okunduğunu ve onun vasiyetnamenin son arzularını içerdiğini beyan ettiğini de belirtmeleri ve bu beyanlarının altını imzalamaları gerekmektedir. TMK.nun 535. maddesindeki öngörülen ilkeler geçerlilik şartıdır. Bunlardan birinin eksikliği vasiyetnameyi geçersiz kılar. Tanıkların, vasiyetnamenin vasiyetçiye kendi yanlarında resmi memur tarafından okunduğuna ilişkin bir beyanları bulunmamaktadır. Aksine, okur yazar olmayan vasiyetçinin vasiyetnameyi kendisinin okuduğu ifade edilmektedir.
Dava konusu vasiyetname kanunda açıklanan şekil kurallarına uygun olarak yapılmamıştır. O halde, vasiyetnamenin iptaline karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen davacı taraf için duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre takdir edilen 750 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacı tarafa verilmesine,
ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 27.4.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.