Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2010/6062 E. 2010/9961 K. 07.06.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/6062
KARAR NO : 2010/9961
KARAR TARİHİ : 07.06.2010

MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

Dava dilekçesinde takibe itirazın iptaliyle % 40 tazminatın masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın asıl alacak miktarı yönünden kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Dava dilekçesinde; davacının işyerinde yaptığı hesap kontrolleri sırasında 01.03.2007 tarihinde … Denizbank Şubesinden davalının İstanbul İşbankası Kavacık Şubesindeki hesabına borcu olmadığı halde yanlışlıkla para gönderdiğini farkettiği, davalı borçlunun harici görüşmelerde parayı ödeyeceğini söylemesine rağmen ödemediği, alacağın tahsili için yapılan icra takibine de haksız olarak itiraz ettiği ileri sürülerek takibe itirazın iptaliyle % 40 tazminatın tahsiline karar verilmesi istenilmiştir.
Mahkemece davanın asıl alacak miktarı yönünden kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
Ancak, Mahkemenin de kabulünde olduğu üzere yanlar arasında herhangi bir ticari ilişki bulunmamaktadır. Hatta davalı; davacıyla birbirlerini hiç bir şekilde tanımadıklarını, bu nedenle bir kişinin başka bir şehirde yaşayan bir insanın adını ve banka hesap numarasını bilmediği halde yanlışlıkla hesap numarasına para göndermesinin mümkün olmadığını, böyle bir iddianın hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, aslında paranın, davacının yanında çalışan ve davalının uzaktan akrabası olan … … … isimli kişiye gönderildiğini ve onun tarafından alındığını savunmuş, gösterdiği tanıklar da davalı savunmasını doğrular şekilde beyanda bulunmuşlardır.
Bu durumda; dava dilekçesinde sırf hataen para gönderildiği ileri sürülerek dava açılmış olduğu gözetilerek, bir ilden başka bir ildeki ve farklı bir banka şubesindeki isim ve hesap numarasına hataen ödeme yapılıp yapılamayacağı hususu bankacılık işlemlerinde uzman bir bilirkişiden sorulup, Yargıtay denetimine uygun şekilde rapor alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile hüküm tesisi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 07.06.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.