Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2010/5954 E. 2010/10316 K. 10.06.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/5954
KARAR NO : 2010/10316
KARAR TARİHİ : 10.06.2010

MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

Dava dilekçesinde 3.149,30 TLalacağın tahsili için girişilen takibe itirazın iptali masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın zamanaşımı nedeniyle reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı vekili dilekçesinde; avukat olan davalının, davacının vekili olarak giriştiği icra takibinde, borçludan tahsil ettiği parayı zimmetine geçirdiği ve Ağır Ceza Mahkemesince mahkum edildiğini, davalının zimmetinde kalan paranın tahsili için girişilen icra takibine itirazın iptali ile inkar tazminatının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevabında; tahsil edilen paranın davacının yakınlarına ödendiğini, davanın zamanaşımına uğradığını, 9 yıl alacağın tahsili için beklenmesinin haklı nedeni olmadığını bildirerek davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; haksız fiil hükümlerine dayanarak açılan davanın BK.60 md.göre zarara ve faile ittila tarihinden itibaren 1 yıl geçmekle zamanaşımına uğrayacağı, BK.60/2.md. öngörülen ceza davası zamanaşımı süresinin de icra takibinden önce dolduğu ve davalının takipte zamanaşımı def’inde bulunduğu gerekçe gösterilerek davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak, davacı ile davalı arasındaki ilişki vekalet sözleşmesine dayanmaktadır. BK.126/4.maddesi gereğince vekalet aktinden … bütün davalar 5 yıllık zamanaşımı süresine tabidir. BK.nun 128.md göre “Zamanaşımı alacağın muaccel olduğu zamandan başlar. Alacağın muacceliyeti bir ihbar vukuuna tabi ise, mururuzaman bu haberin verilebileceği günden itibaren cereyan eder”.
Vekilin aldıklarını verme borcunun zamanaşımı, iade edilecek şeyin vekile teslimi değil, vekalet aktinin sona ermesi tarihinden itibaren işlemeye başlar. Zira, BK.nun 392.md.uyarınca vekilin talep üzerine yapmış olduğu işin hesabını vermeye ve her ne nam olursa olsun almış olduğu şeyi müvekkile iade yükümlülüğü bulunduğu gibi, vekil, sözleşme sürdükçe kendisine tevdi edilen kıymetleri saklamak yükümlülüğü altındadır. Bu yükümlülüğü ile iade yükümlülüğü karşılıklı olarak birbirini bertaraf eder ve aldıklarını iade borcunda zamanaşımı sözleşme sürdükçe yürümeye başlamaz.
Somut olayda vekalet ilişkisinin devam edip etmediği, vekaletten azlin sözkonusu olup olmadığı araştırılmadan, yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 10.6.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.