YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/5926
KARAR NO : 2010/6735
KARAR TARİHİ : 19.04.2010
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davada, ayrı yaşamda haklılık iddiasına dayalı olarak davacı eş (kadın) için aylık 300 TL, davacı yanında kalan müşterek küçük çocuk için aylık 200 TL tedbir nafakası talep ve dava edilmiştir.
Mahkemece, 10.09.2009 tarihli celsede davacı vekiline delil listesinde göstermiş oldukları tanıklarını bir sonraki celsede hazır etmesi yönünde meşruhatlı davetiye tebliğ edildiği, celse arasında da davacı vekilinin vekillikten çekildiğine ilişkin dilekçe ibraz etmesi üzerine davacı asile meşruhatlı davetiye gönderildiği, ancak davacının sonraki ve en son celse olan 22.10.2009 tarihindeki celseye bizzat gelmediği gibi kendisine vekil ile temsil ettirmediği mahkemece verilen ara kararının kesin süre içerisinde yerine getirilmediği ve davanın ispat edilemediği gerekçesiyle davanın tümden reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Somut olayda, tüm dosyanın incelenmesinde, 10.09.2009 tarihli celsede, davacı vekiline bir sonraki celse olan 22.10.2009 tarihinde tanıklarını hazır etmesi, olmadığı takdirde masrafların yatırılarak davetiye ile celplerine, bu hususlara uyulmadığı takdirde tanık dinletmek hakkından vazgeçmiş sayılacağına şeklinde ihtarat yapılmış, bu arada davacı vekili 12.10.2009 tarihinde vekillikten çekildiğine ilişkin dilekçe vermiştir. Mahkemece, davacı vekilinin vekillikten çekildiğine ilişkin dilekçe davacı asile tebliğ edilmediği gibi red gerekçesinde bahsedildiği şekilde davacı asile herhangi bir meşruhatlı davetiye tebliğ edilmemiştir. 22.10.2010 tarihinde davacının yokluğunda hüküm kurulmuştur. Bu durumda davacı vekilinin vekillikten çekildiğine ilişkin dilekçesinin davacı asile tebliğ edilerek ve duruma günü bildirilerek davacıya iddialarını ileri sürme hakkı tanınarak sonucu dairesinde hüküm kurulması gerekirken eksik inceleme ve araştırma ve yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
Diğer taraftan TMK 182/2, 327/1, 328 maddelerine göre, ana ve baba müşterek küçük çocuğun bakım, eğitim, sağlık vs. giderlerine çocuk reşit oluncaya kadar karşılamak ve güçleri oranında da bu giderlere katılmak zorundadırlar.
Bu maddeler gereği müşterek küçük çocuklar yönünden tedbir nafakasına hükmolunması için ayrı yaşamda haklılık olgusu aranmaz, çocuk kimin yanında ise ve çocuğa kim bakıyorsa karşı taraftan çocuk için nafaka isteyebilir. Müşterek küçük çocuk … anne yanında olup, bu çocuk yönünden hakkaniyete uygun bir miktarda tedbir nafakasına hükmolunması gerekirken bu yönden de davanın reddedilmiş olması doğru değildir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 19.04.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.