Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2010/5920 E. 2010/10529 K. 14.06.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/5920
KARAR NO : 2010/10529
KARAR TARİHİ : 14.06.2010

MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı vekili; daha önce hüküm altına alınan aylık 150 TL tedbir nafakasının 300 TL ye artırılmasını talep etmiştir.
Davalı vekili, davalı tarafından Sinanpaşa Asliye Hukuk Mahkemesinde davacı aleyhine boşanma davası açıldığını belirterek davaların birleştirilmesini talep etmiştir.
Mahkemece; dosyalar arasında hukuki ve fiili bağlantı bulunduğu gerekçesiyle davanın taraflar arasındaki boşanma davası ile birleştirilmesine karar verilmiştir.
HUMK. nun 45/2. maddesine göre; “ Davalar ayrı mahkemelerde açılmış ise, bağlantı nedeni ile birleştirme talebi ikinci davanın açıldığı mahkeme önünde ilk itiraz (md.187/5) olarak ileri sürülebilir.”.
Somut olayda, işbu nafaka davası 23.10.2008 tarihinde Afyonkarahisar’da, boşanma davası ise 15.01.2009 tarihinde Sinanpaşa’da açılmış olduğuna göre; birleştirme talebi ikinci davada değil, ilk açılan davada istenilmiştir.
O halde mahkemece, usulüne uygun birleştirme talebi bulunmadığından; talebin reddi ile davanın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken aksi düşüncelerle yazılı şekilde davaların birleştirilmesine karar verilmesi usul ve yasaya uygun değildir.
Bundan ayrı, ayrı yerlerde açılan davaların; evlilik birliğinin korunması (Md.195-201) hükümlerine dayalı olarak TMK. nun 197. maddesine göre açılan tedbir nafakası davası ile boşanma hükümlerine dayalı olarak TMK. nun 166. maddesine göre açılan boşanma davasından ibaret olduğu anlaşılmaktadır. Taraflar arasında boşanma davası olsun yahut olmasın eşler evlilik birliğinin ayrı dava ile korunmasını isteyebilir (Md.201). Diğer bir anlatımla, tedbir isteğinin boşanma davasında istenilmesini zorunlu kılan bir hüküm yasada yer almamaktadır. Kaldı ki tedbir nafakası davası ve boşanma davası aynı sebepten doğmadığı için biri hakkında verilecek hüküm diğerini etkileyecek nitelikte bulunmamaktadır. Mahkemece, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup bu nedenlerle yerinde olan temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün HUMK. nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacı tarafa iadesine, 14.06.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.