Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2010/5784 E. 2010/12991 K. 15.07.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/5784
KARAR NO : 2010/12991
KARAR TARİHİ : 15.07.2010

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Dava dilekçesinde 33.837,00 lira ecrimisilin faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davalı vekili dava dilekçesi ile; Tuzla 6891 nolu parseldeki 28090 m2 lik arsa ve müştemilatında müvekkilinin 385/6144 pay sahibi olduğunu, taşınmazı haksız işgal eden davalıdan geriye doğru 5 yıl için 33.837,00 TL’nin yıllara göre faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile; müvekkilinin dava konusu taşınmazda 275/6144 pay sahibi olduğunu, haksız kullanımı olmadığını, işletme ruhsatı bulunduğunu, davacının zararını kanıtlaması gerektiğini beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, intifadan men koşulunun davacının davalıya ihtar çektiği 5.7.2004 tarihinde gerçekleştiği gerekçe gösterilerek 5.7.2004 – 20.8.2007 (dava tarihi ) arasındaki dönem için hesaplanan 5.133,00 TL ecrimisilin yıl sonlarından, itibaren tahakkuk edecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazla talebin reddine karar verilmiş, hüküm davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının tüm, davacının sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak, dosya kapsamındaki tapu kaydından ve davacı beyanlarından, davalının dava konusu taşınmazda 13.11.2006 tarihinde paydaş olduğu, bu tarihten önce tapuda malik (hissedar) olmadığı anlaşılmaktadır. Dolayısıyla 13.11.2006 tarihine kadar intifadan men koşulunun gerçekleşip gerçekleşmediğine bakılmaksızın (20.8.2002 tarihinden itibaren) ecrimisil hesabı yaptırılması gerekirken yanılgılı ve eksik değerdirmeyle yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 15.7.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.