Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2010/5730 E. 2010/10631 K. 15.06.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/5730
KARAR NO : 2010/10631
KARAR TARİHİ : 15.06.2010

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Dava dilekçesinde fazlaya ilişkin hak saklı tutularak toplam 16.000 TL alacağın faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı … vekili ile davalı … vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı vekili dilekçesi ile; müvekkilinin, Antalya İli … mahallesi 4742 ada, 7 parsel … taşınmaz üzerinde evi ve dükkânının bulunduğunu; yasal süresi içinde gerekli masrafları yatıramadığından, imar uygulaması sonrasında tapuda paydaş olamadığını; taşınmazla ilgili, paydaşlardan … tarafından ortaklığın giderilmesi davası açıldığını ve satış işlemleri için yapılan kıymet takdiri sırasında müvekkiline ait kargir evin ve dükkânın da değerinin tesbit edildiğini, taraflarca bu rapora itiraz olunmadığını; muhdesatlar müvekkiline ait olmasına rağmen satış sonrasında pay verilmediğini, müvekkiline ait olan ev ve dükkânının taşınmazın satış bedeline değer kattığını ve davalıların haksız olarak zenginleştiğini iddia ederek; paydaşların pay durumuna göre (fazlaya ilişkin hak saklı kalmak kaydıyla) toplam:16.000 TL’nin, işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … cevap dilekçesinde; öncelikle, muhdesatların kendisine ait olduğunu davacının ispat etmesi gerektiğini; kaldı ki, davacının iddiası doğru olsa bile, satış bedeline davacıya ait muhdesatların bedelinin dahil edilmediğini; bu nedenle, davacının muhdesat bedelini satış sonrasında bu yeri muhdesatlarla birlikte satın alan M.Kozak’tan talep etmesi gerektiğini savunarak; davanın reddini istemiştir.
Davalı … vekili ise; muhdesatların satış bedeline değer kattığı iddiasının doğru olmadığını belirterek, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, “Malik olmayan davacının muhdesatları satış sırasında dikkate alınmamış ise de; taşınmaz, üzerinde bulunan davacının muhdesatları ile birlikte satıldığından; taşınmaza artı değer kattığından, kattığı değer oranında satış bedelinin yükselmiş olduğunun kabulü gerektiği, gerekçesiyle” davanın kısmen kabulüne; 15.10.2007 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte 2.432.73 TL’nin …’tan 2.902,73 TL’nin davalı … Belediyesinden, 832,39 TL’nin …’tan alınıp davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı … vekili ile davalı … vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
1-Davalı … vekilinin temyiz itirazları yönünden,
Uyuşmazlığa konu alacak miktarı 1.400 TL’yi geçmemektedir.
HUMK.’nun 21.07.2004 tarihinde yürürlüğe giren 5219 … Yasa ile değişik 427.maddesi uyarınca bu gibi kararlara karşı temyiz yoluna başvurulamayacağından, 1.6.1990 gün ve 1989/3 E-1990/4 K. … Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararı uyarınca temyiz isteminin REDDİNE,
2-Davalı … Belediyesi bakımından;
Davaya konu taşınmaz, ortaklığın giderilmesi davası sonucunda; üzerindeki muhdesatlarla birlikte satılmıştır. Taşınmazın satışı ile ilgili yapılan ihalede; ihale bedeline davacıya ait muhdesatların bedelinin katılmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, taşınmazın satışı nedeniyle sadece; ihale bedeli içinde yer almayan muhdesatlarla birlikte taşınmazı satın alan davalı … (davacıya ait bu muhdesatlardan dolayı) sebepsiz zenginleşmiş durumdadır. Mahkemece; somut olayda, davalı belediyenin bir zenginleşmenin bulunmadığı gözetilmeden, hissesi oranında zenginleşme miktarından sorumlu tutulmuş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 15.6.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.