Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2010/539 E. 2010/4638 K. 18.03.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/539
KARAR NO : 2010/4638
KARAR TARİHİ : 18.03.2010

MAHKEMESİ : BEYOĞLU 4. SULH HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/11/2009
NUMARASI : 2008/384-2009/815

Dava dilekçesinde kira aktinin feshedildiğinin tespiti ile 4.019 lira ödemenin faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan geri tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davada, tarafların paydaş bulunduğu arsa üzerindeki binadan davalı vakıfların kira-ecrimisil talep etmesi üzerine mahkemece muarazanın menine karar verildiği taraflar arasındaki kira sözleşmesinin feshedildiğinin bildirildiği, buna rağmen icra takibi nedeniyle haksız alarak toplam 4019 TL ödenmek zorunda kalındığı ileri sürülerek, kira sözleşmesinin feshedildiğinin tespiti ile 4019 TL’nin iadesi istenilmiş, mahkemece istemin kabulüne karar verilmiştir.
Taraflardan T.ve M.’un müşterek ve müteselsil kefil olduğu diğer davacıların kiracı olarak yer aldığı 28.4.1998 başlangıç ve 31.12.1998 bitiş tarihli (enson yapılan) kira sözleşmesinin kiraya vereninin davalı vakıflar idaresi olduğu ve kiraya verilen yerin 866 ada 164 parsel 20 kapı nolu taşınmazın 7 numaralı dairesinin 1/4 hissesi olduğu; işbu taşınmaza ilişkin muarazanın meni davasında, davalı vakıflar idaresinin 60/320 hissesi bulunduğu, davacılar hissesi yönünden istemin kısmen kabulüyle vaki muarazanın menine karar verildiği, mevcut tapu kaydına göre de davacılardan İsmail’in hak sahibi bulunmadığı; icra takibine konu kira alacağının ise 2006-2008 dönemine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır.
Bu verilere göre, kira sözleşmesinde kefil sıfatı ile yer alan T.. ve M.yönünden (kefilin sorumlu olduğu dönem dışında kira alacağı takibe konu olduğundan) istirdat isteminin kabulü doğrudur.
Ancak, kira sözleşmesinin mecurdaki davalı idarenin hissesi karşılığı yapıldığı ve (eylemli kullanmaya rağmen) kira sözleşmesinin tek taraflı olarak davacı tarafça (davalının taşınmazda tümüyle hak sahibi bulunmadığı gerekçesiyle) feshi mümkün olmadığı halde, kira aktinin feshinin tespiti ile ödenen kira parasının kiracılara iadesi yönünde davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.

Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, 18.03.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.