Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2010/5063 E. 2010/6801 K. 19.04.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/5063
KARAR NO : 2010/6801
KARAR TARİHİ : 19.04.2010

MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

Dava dilekçesinde 2.224 TL ecrimisilin faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Dava dilekçesinde; davaya konu taşınmazda davacı idarenin 154/388 hisse maliki olmasına rağmen davalının taşınmaza ev yapmak suretiyle el attığı, yapılan araştırmada tecavüzün halen devam ettiği ileri sürülerek 1.1.2005 ile 31.1.2006 dönemi için fazlaya ilişkin hakların saklı tutularak 2.224 TL ecrimisilin tahsiline karar verilmesi istenilmiştir.
Mahkemece; davalının da dava konusu taşınmazda hissedar olduğu, kendi hissesine düşen yerin 234,41 m2 olmasına rağmen zeminde 172,52 m2 yer kullandığı, paydaşlardan her birinin diğerlerinin haklarıyla bağdaştığı ölçüde paylı maldan yararlanabileceği, davacı tarafın bu davayı açmakta hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki tapu kaydı uyarınca, dava konusu taşınmazda davalının 234/388 hisse sahibi olduğu, 154/388 hissenin ise imar uygulaması sonucunda … adına tescil edildiği, ancak imar uygulaması öncesinde davalı tarafından yapılan evin zeminde mevcut olduğu dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Yapılan keşif ve alınan bilirkişi raporu uyarınca, imar uygulaması öncesinde de mevcut olan bu evin zeminde kapladığı alan 172,52 m2 dir. Bu miktarın zeminde davalı hissedara isabet eden miktardan daha az olduğu sabittir.
Gerekçeli kararda da belirtildiği üzere TMK’nun 639.maddesi uyarınca paydaşlardan her biri diğerlerinin payları ile bağdaştığı ölçüde paylı maldan yararlanabilir ve onu kullanabilir. Yine, 3194 sayılı yasanın 18.maddesi gereğince şuyulandırma öncesinde mevcut bulunan yapılar hakkında muhdesat bedeli ödenmeksizin men, kal ve ecrimisil istenemeyeceği de açıktır. Ancak, mahallinde yapılan keşif sonucunda davalının mevcut yapı dışında parselin geri kalan kısımlarını da bahçe olarak düzenleyip tamamını kullandığı tesbit edilmiştir. Bu kullanım şekli davacı paydaşın hakları ile bağdaşmamaktadır.
Bu durumda, Kartal 1.Asliye Hukuk Mahkemesinde aynı taraflar arasında ve aynı taşınmaza ilişkin olarak görülen ecrimisil davasındaki dönem ile bu davadaki dönem farklı olduğundan önceki davada verilen hükmün bu dava için kesin hüküm teşkil etmeyeceği gözetilerek, 3194 sayılı yasanın 18.maddesi uyarınca davacı idarenin zemindeki yapı için ecrimisil isteyemeyeceği kabul edilse bile, davalı taşınmazın tamamını kullandığından yapının bulunduğu alan dışındaki kısımdan kendi hissesine düşen yer yönünden idarenin ecrimisil isteyebileceği kabul edilerek buna göre bilirkişi raporu temin edilip, sonucu uyarınca bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın tümden reddi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştkir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, 19.4.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.