Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2010/4856 E. 2010/6591 K. 13.04.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/4856
KARAR NO : 2010/6591
KARAR TARİHİ : 13.04.2010

MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

Dava dilekçesinde itirazın iptali icra inkar tazminatının faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davada, davalı hakkında … E.sayılı icra takibi yapıldığı, davalının borca itiraz ettiği ileri sürülerek itirazın iptali istenilmiş; mahkemece, davacı idarenin emlak vergisi, çevre temizlik vergisi ve ferileri yönünden alacaklı bulunduğu, dava dilekçesinde su borcunun varlığı yönünde talepte bulunulmadığı, yargılama aşamasında ki (alacağın büyük kısmını oluşturan) su borcuna ilişkin talebe davalı tarafça olur verilmediği gerekçeleriyle sadece vergi alacakları yönünden itirazın iptaline karar verilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak, dava dilekçesinde açıkça su borcunun varlığından bahsedilerek itirazın iptali istenilmemiş ise de; davada, (genel olarak) davalının aleyhine yapılan icra takibinde 3.889,57 TL.borca itiraz ettiği ileri sürülerek (bu miktar alacak yönünden) itirazın iptali istenilmiştir. Dilekçede bir kısım alacağa ilişkin açıklamalarda bulunulmuş ve bir kısım (su borcu) alacak yönünden izahta bulunulmamış olması bu alacak kısmı için talepte bulunulmadığını göstermez. Nitekim, dava dilekçesinde takibe ve itiraza konu borç miktarı olarak 3.889,57 TL.nin gösterildiği ve icra takip talebinde de toplam alacak tutarının 3.889,57 TL.olduğu, alacak niteliği olarak su bedelinin açıkça ifade edilmiş bulunduğu ve de davalının tüm alacak kalemlerine itiraz ettiği buna karşın genel olarak itirazın iptalinin istendiği gözetildiğinde; davanın, kısmen itirazının iptaline yönelik olmadığı, tüm alacaklar yönünden itirazın iptalinin istendiği anlaşılmaktadır. Mahkemece, delillerin yanılgılı değerlendirilmesi sonucu sadece vergi alacakları yönünden itirazın iptaline karar verilmiş olması bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 13.4.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.