Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2010/482 E. 2010/4616 K. 18.03.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/482
KARAR NO : 2010/4616
KARAR TARİHİ : 18.03.2010

MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

Dava dilekçesinde 2.910,97 TL’lik takibe itirazın iptali ile % 40 tazminatın masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece yetkisiz icra dairesinde takibe başlandığından davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı, dava dilekçesi ile; taraflar arasındaki hayvan satışı nedeniyle eksik ödenen KDV bedeli 2910,97 TL için yapılan takibe davalının itirazının iptali ile % 40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, öncelikle yetki itirazında bulunarak sözleşmede özel yetki belirlendiğinden ve sözleşmenin ifa yerinin … olduğundan söz ederek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, aktin ifa yeri … olduğundan ve davalı …’ta ikamet ettiğinden … İcra Dairesinin yetkili olduğundan söz edilerek BK 73 ve HUMK’nun 10 md. uyarınca yetkisiz icra dairesinde takibe başlandığından davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Karşılıklı edimleri içeren (iki taraflı) sözleşmelerde, ifa yeri belirlenirken, uyuşmazlık konusu ifanın hangi tarafa ait olduğu ve ne şekilde, nerede gerçekleştirileceği esas alınmalıdır.
Taraflar arasındaki satış sözleşmesinde alıcı davalının yükümlendiği edim, satış bedelini ödemektir. BK.’nun 73. maddesi, para borçlarının alacaklının ikametgahında ödeneceğini öngörmektedir. Buna göre, para borçlarında, borcun ifa edileceği (para borcunun ödeneceği) yer, alacaklının ikamet ettiği yerdir. Somut olayda davalının edimi yönünden borcun ifa edileceği yer, alacaklının ikametgahının bulunduğu … olduğuna ve icra takibi de satış bedelinin ödetilmesi istemiyle yapıldığına göre, HUMK.’nun 10. maddesi uyarınca … icra Daireleri de özel yetkiye sahiptir.
Özel yetki genel yetkiyi ortadan kaldırmaz ise de, onun yanında varlığını sürdürür; dolayısıyla dava veya icra takibi, davacının/alacaklının seçimine göre, hem genel hem de özel yetkili icra dairesinde veya mahkemede açılabilir. Bu durumda, somut olayda icra takibinin yapıldığı … İcra Müdürlüğü’nün yetkili olduğu açıktır.
Alacaklının tercihini yukarıdaki şekilde kullanmasında yasaya uymayan bir durum söz konusu değildir. Bu nedenle, mahkemece borçlunun yetki itirazının reddi ile davasının esasına girilerek yargılama yapılması gerekirken, yetki itirazının kabulü ile yetkisiz icra dairesinde takibe başlandığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 18.03.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.