Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2010/4580 E. 2010/6217 K. 08.04.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/4580
KARAR NO : 2010/6217
KARAR TARİHİ : 08.04.2010

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Dava dilekçesinde suya vaki müdahalenin men’i istenilmiştir. Mahkemece davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davada, komşu taşınmaz maliki olan taraflardan davalı tarafın kendi kuyusunu derinleştirmesi sonucu davacıya ait kuyu suyunun azaldığı ileri sürülerek vaki müdahalenin men’i istenilmiş; mahkemece davacının kadim ve öncelik hakkı bulunmadığı ve ilk olarak davacının kuyusunu derinleştirdiği gerekçeleriyle istemin reddine karar verilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Kural olarak, genel sulardan herkes kadim ve öncelik haklarını ihlal etmemek koşulu ile faydalı ihtiyacı oranında yararlanabilir.
Somut olayda dava konusu kuyuların yeraltı suyu olup genel su niteliğinde olduğu ve tarafların birbirlerine karşı kadim ve öncelik hakkı bulunmadığı doğru olarak saptanmış olmakla birlikte mevcut su düzeyinin taraf ihtiyaçlarına yeterli olmadığı ancak münavebeli kullanım halinde ve mevcut kuyu derinlikleri korunmak kaydı ile uyuşmazlığın giderilebileceği bilirkişi raporlarıyla belirginleşmiş olmasına rağmen su rejimi kurulmadan davanın reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
Mahkemece yapılacak iş; jeoloji ve zirai bilirkişiler marifetiyle keşif yapılıp kuyuların en son su verimleri (debileri) ölçülmeli; tarafların su ihtiyaçları belirlenmeli, buna göre hangi sıra ve süreyle kuyuların en verimli şekilde kullanılabileceği tesbit edilip münavebeli kullanım şekline uygun su rejimi oluşturularak hüküm kurulmalıdır.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 8.4.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.