Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2010/4577 E. 2010/6760 K. 19.04.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/4577
KARAR NO : 2010/6760
KARAR TARİHİ : 19.04.2010

MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

Dava dilekçesinde fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak 4.000 TL ecrimisilin faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı, dava dilekçesinde, fazlaya ilişkin dava hakkını saklı tutarak alacağın bir kısmını ( 4000,00 TL’yi ) dava etmiştir. H.U.M.K.nun 4.maddesine göre dava edilen alacağın son kısmı olmadığı ve alacağın tamamı da münazaalı bulunduğu takdirde alacağın tamamı gözönünde tutularak mahkemenin görevli olup olmadığının öncelikle saptanması gerekir.
HUMK’nun 1. maddesi uyarınca; görev dava olunan şeyin değerine göre belirtilmiş ise, görevli mahkemenin tespitinde, davanın açıldığı gündeki değer esas tutulur.
Somut olayda, yargılama sırasında alınan bilirkişi raporu ile alacağın tamamının 22 520,00 TL olduğu belirlenmiş olup, mahkemece, davanın talep edilen kısım üzerinden kabulü ile fazlaya ilişkin hakların saklı tutulması cihetine gidilmiştir.
5236 sayılı Yasanın Ek 4. maddesi ile göreve ilişkin maddedeki parasal sınır, her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, önceki yılda uygulanan parasal sınırların; o yıl için 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 298. maddesi hükümleri uyarınca Maliye Bakanlığınca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle uygulanacağı belirtilmiştir.
Bu yasal düzenlemeye göre dava tarihi itibariyle Sulh Hukuk Mahkemesinin görev sınırı 7 080,00 TL olup davacının isteminin bu sınırın üzerinde kaldığı anlaşılmaktadır.
O halde mahkemece, usul ve yasaya aykırı olacak şekilde görev yönü incelenmeden davanın esası ile ilgili hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, şimdilik diğer yönlerin incelenmesine mahal olmadığına ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 19.04.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.