Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2010/4572 E. 2010/6759 K. 19.04.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/4572
KARAR NO : 2010/6759
KARAR TARİHİ : 19.04.2010

MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

Dava dilekçesinde 2365,38 lira alacağın faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı vekili dava dilekçesinde, Türkiye İstatistik Kurumunda uzman ve uzman yardımcılığı kadroları karşılık gösterilmek suretiyle sözleşmeli olarak çalışan davalının 29.11.2005-14.01.2009 yılları arasında yasal düzenlemelere aykırı olarak 2365,38 TL denetim tazminatı aldığını ileri sürerek ödenen bu miktarın yasal faizi ile tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; Danıştay İçtihadı Birleştirme Kurulunun 22.12.1973 tarihli ve 1968/E. 1973/14 sayılı kararı gereği ödemenin yapıldığı tarihten itibaren 60 günlük idari dava açma süresi geçtikten sonra dava açıldığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hükmü davacı vekili temyiz etmiştir.
Kural olarak, BK.nun 62. maddesi gereğince, borç olmayanı rızası ile ödeyen kimse yanlışlığa düştüğünü ispat ettiği takdirde ödediğini geri isteyebilir.
Yine, HGK’nun 5.12.1984 tarih, l982/13-387 E.- 1984/ 997 K. sayılı kararı ile herhangi bir şart tasarrufa dayanmayan salt hatalı ödemelerin idare tarafından BK.nun sebepsiz zenginleşme kurallarına göre geri istenebileceği açıklanmıştır.
Mahkeme gerekçesinde belirtilen Danıştay İçtihatı Birleştirme Kurulu’nun 22.12.1973 gün ve 1968/8-1973/14 sayılı kararı; idarenin “şart tasarrufuna” ilişkindir. Somut olayda ise; davacı idarenin davalıya mevzuata aykırı olarak yaptığı hatalı ödemenin tahsili istenilmektedir.
Bu durumda mahkemece; her hangi bir şart tasarrufa dayanmayan salt hatalı ödemenin, Borçlar Hukukunun haksız iktisap kuralları çerçevesinde istenip istenemeyeceği tartışılmadan, yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, 19.04.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.