YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/4516
KARAR NO : 2010/4900
KARAR TARİHİ : 23.03.2010
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Dava dilekçesinde borçlu olmadığının tespiti ile ödemek zorunda kaldığı 11.529,00 TL.nin faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan istirdaten tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulü ile, davacının davalıya dava konusu aidatlar nedeniyle toplam 4.639,00 TL borçlu olduğunun tespitine, bu miktarın dışında borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı dilekçesinde; Başbakanlık Toplu Konut İdaresinden, … 3.Etap 506 Adada yer alan 34 nolu daireyi satın aldığını; Ada yönetiminin, kendisinin aidat borçlarından dolayı kendisi ve toplu konut İdaresi aleyhinde (3954 TL üzerinden) icra takibi yaptığını; Toplu Konut İdaresinin bu parayı ödeyerek, kendisine 11.529 TL aidat borcu olduğunu bildirip, borcu ödememesi halinde taksitlerinin kabul edilmeyeceğini ihtar ettiğini; bu nedenle, bu miktarı ödemek zorunda kaldığını; oysa, aidat borcunun sadece 399,24 TL olduğunu, ödediği miktar kadar borcunun bulunmadığını iddia ederek; haksız ve hukuka aykırı olarak alınan (ödenmek zorunda kalınan) 11.121,76 TL.nin faiziyle istirdaten tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile, davacının davalıya dava konusu aidatlar nedeniyle toplam 4.639 TL.borçlu olduğunun tespitine, bu miktarın dışında borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm davalı Toplu Konut İdaresi Başkanlığı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
Dava, birden çok parsel üzerinde kurulmuş sitede ortak gider ve aidat borçlarının ödenmemesi sebebiyle açılan menfi tespit ve istirdat istemine ilişkindir.
1) Dava dilekçesinde, davalı olarak hem … 3.Etap 506 Ada Yönetimi, hem de Toplu konut İdaresi gösterilmiştir. Karar başlığında, davalı olarak … 3.Etap 506 Ada Yönetimi gösterilmediği gibi hakkında bir hüküm de kurulmamıştır. Oysa, gerekçe kısmında “bu borcun dışında davalılara dava tarihi itibarı ile herhangi bir borcunun bulunmadığı anlaşılmakla bu miktara yönelik olarak davanın kabulüne” denilmektedir. Hüküm kısmında ise sadece davalıya ifadesi kullanılmıştır.
Mahkemenin gerekçesi ile hüküm çelişik olup, infaz kabiliyeti bulunmamaktadır. İnfazda güçlük çıkaracak şekilde hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiştir.
2) Davacı ile davalı Toplu Konut İdaresi arasında yapılan satış sözleşmesi gereğince, davacı; teslim aldığı konutun ortak gider ve aidat borcundan sorumlu olduğuna göre, davalı idarenin icra dosyasına ödediği asıl alacağa , davacıyı temerrüde düşürdüğü tarihten itibaren KMK’da belirtilen oranda (değişiklik de gözetilerek) faiz yürütülmesi gerekirken yürütülmemiş olması da doğru görülmemiştir.
3) Ayrıca, mahkemece; dava kısmen kabul kısmen red edilmiş olmasına rağmen, yargılama giderlerinin taraflar arasında paylaştırılmamış olması da doğru değildir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 23.3.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.