Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2010/4222 E. 2010/6791 K. 19.04.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/4222
KARAR NO : 2010/6791
KARAR TARİHİ : 19.04.2010

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Dava dilekçesinde 10.000 TL ecrimisilin faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulü (7.436,80 TL’nin tahsili ) cihetine gidilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Dava dilekçesinde; tarafların ortak murislerinden intikal eden çok sayıdaki taşınmazın yıllardır davalı tarafından kullandığı ileri sürülerek, davalıya çıkarılan ihtarnamenin tebliğ edildiği 29.09.2006 tarihi ile dava tarihi arasındaki süre için fazlaya ilişkin hakların saklı tutularak 10.000 TL ecrimisilin tahsiline karar verilmesi istenilmiştir.
Mahkemece davanın kısmen kabulüyle 7.436,80 TL ecrimisilin tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
Ancak; ecrimisil kötüniyetli şagilin ödemekle sorumlu olduğu tazminat olup, en azı kira geliri, en çoğu ise tam gelir yoksunluğudur. Tam gelir yoksunluğunun esas alınarak ecrimisile hükmedilebilmesi için ise; davacının gelir mahrumiyetini ispat etmesi gerekmektedir. Somut olayda, dava dilekçesinde kira esasına göre mi yoksa tam gelir yoksunluğuna (ürün esasına) göre mi ecrimisil talep edildiği açıklanmamış olup, yargılama sırasında da davacının davaya konu taşınmazları bizzat ekip gelir elde edeceği yönünde herhangi bir iddia ileri sürülmemiştir. O halde, davaya konu taşınmazların kiraya verilmesi halinde getirebileceği kira parası esas alınarak davalıdan tahsili gereken ecrimisil miktarının tayini gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru değildir.
Öte yandan, tarafların ortak murisinden 36 ayrı taşınmaz intikal etmiş olup, … parsel sayılı taşınmaz üzerindeki kerpiç ev ve samanlık dışındaki bütün taşınmazların davalı tarafından kullanıldığı esas alınarak ecrimisile hükmedilmiştir. Oysa ki; bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere… ve … parsel sayılı taşınmazlar boş arsa vasfında olup, davalı tarafından ne şekilde kullanılıp gelir elde edildiği ispat edilmemiştir. Esasen işgalin varlığını ispat yükü davacı tarafa ait olup, davalı intikal eden taşınmazlardan sadece bir kısmını kullandığını kabul etmiş, verimsiz ve kıraç yerlerin ise boş Bırakıldığını savunmuştur.
O halde, davalının bu savunması üzerinde durularak öncelikle davalıdan kullanmadığı taşınmazların hangileri olduğu sorulup açıklattırılmalı, belirlenen bu taşınmazlar yönünden davacı taraf aksi iddiada ise iddia ve savunmaya ilişkin tüm deliller toplanıp değerlendirilerek sonucu uyarınca bir karar verilmelidir.
Eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 19.04.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.