YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/4021
KARAR NO : 2010/6232
KARAR TARİHİ : 12.04.2010
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Dava dilekçesinde taşınmaza müdahalenin men-iyle 22.000,00 TL ecrimisilin faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece müdahalenin men-i istemi atiye bırakıldığından hüküm kurulmasına yer olmadığına, ecrimisil isteminin ise kısmen kabulüyle 3.933 TL ecrimisilin davalılardan tahsiline karar verilmiş, hüküm davacı ve davalılar vekillerince temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Dava dilekçesinde; davaya konu fabrika binasının babadan kalan taşınmaz üzerine davacı tarafından inşa edilmesine rağmen davalı kardeşlerince kullanıldığı ileri sürülerek, müdahalenin men’iyle birlikte ihtar tebliğ tarihinden geriye doğru 5 yıllık süre için 22.000,00 TL ecrimisilin tahsiline karar verilmesi istenilmiştir.
Mahkemece; müdahalenin men-i istemi atiye bırakıldığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, ecrimisil isteminin ise kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
Ancak, dosya arasında delil olarak bulunan önceki dava dosyası içeriklerinden gecekondu niteliğindeki dava konusu binanın muris ve oğulları tarafından murisin sağlığında hep birlikte inşa edilip kullanıla geldiği anlaşılmaktadır. Kural olarak, paydaşlar intifadan men edilmedikçe birbirlerinden ecrimisil isteyemezler ise de; muris tarafından kurulan veya fabrika, otel, fırın gibi hasılat getiren ticari amaçlı ortak yerler için intifadan men koşulu aranmaz.
Bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere davaya konu yer kriko üreten işyeridir. O halde; dava konusu işyeri için ayrıca intifadan men koşulu aranmayacağı dikkate alınmaksızın ihtarnamenin tebliğ edildiği tarihten itibaren ecrimisil hesabıyla hüküm tesisi doğru değildir.
Davalılar vekilinin temyiz itirazları yönünden ise; hükme esas alınan bilirkişi raporunda dava konusu taşınmazın ilk dönemde aylık 1.600 TL ecrimisil getireceği belirlenip, bu ecrimisil miktarına endeks oranları uygulanmak suretiyle hesaplama yapılmış ise de; ilke olarak kira geliri üzerinden ecrimisil hesabında, taşınmazın dava konusu ilk dönemde “mevcut haliyle” serbest koşullarda getirebileceği kira parası (emsal kira sözleşmeleri ile karşılaştırılarak taşınmazın büyüklüğü ve çevre özellikleri de nazara alınarak) rayice göre belirlenir, sonraki dönemler için ise belirlenen bu miktara Üretici Fiyat Endeksi oranları dönemler itibariyle yansıtılmak suretiyle ecrimisil miktarı rayice göre takdir edilir. Mevcut bilirkişi raporunda emsal incelemesi yapılmamış olup, ilk dönem rayiç kira bedellleri konusunda fikir vermekten uzaktır.
O halde; mahkemece dava konusu yerde yeniden keşif yapılarak yukarıdaki esaslar doğrultusunda inceleme yapılıp, bilirkişi raporu alınarak sonucu uyarınca bir karar verilmelidir.
Kabule göre de; dava dilekçesinde açıkça 27.04.2007 tarihinden geriye doğru 5 yıllık süre için ecrimisil istenilmesine rağmen, mahkemece 03.05.2007 tarihi ile dava tarihi arasındaki süre için, yani talep edilmeyen süreye ilişkin ecrimisilin tahsiline karar verilmiş olması HUMK’nun 74. maddesine aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 12.04.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.