Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2010/4019 E. 2010/6673 K. 15.04.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/4019
KARAR NO : 2010/6673
KARAR TARİHİ : 15.04.2010

MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

Dava dilekçesinde suya müdahalenin önlenmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın davalı … yönünden reddi, davalı … yönünden kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı … Merkvekili tarafından temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Dava dilekçesinde; davacının ve davalı kardeşlerin murislerinden kalan arazilerini uzun yıllardır … Kaynağı ile suladıkları, davalıların sonradan yaptıkları kazı ve açtıkları kaptajdan davanın yararlandırılmadığı ve … kaynağına da müdahale olduğu ileri sürülerek davalıların bu kaynaktan davacının istifadesini önlemesine dair müdahalenin önlenmesi talep ve dava edilmiştir. Davacı, keşifteki beyanı ile, davalarının, … Kaynağına yönelik davalı …’in müdahalesinin önlenmesi ve suyun kullanımının belirlenmesi olduğunu bildirmiştir.
Davalılardan …; dava konusu suyun genel su olmadığını, taşınmazından çıkan özel su olduğunu, kazı yaparak çıkardığını ve davacının hiçbir hakkı bulunmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın davalı … yönünden reddi, davalı … yönünden kabulü ile, …’in ikinci kaptajı açmak suretiyle yaptığı müdahalenin önlenmesine, … Kaynağından çıkarak bilirkişi raporunda sarı renk ile gösterilen kaptajdan akan suyun (1.kaptajdan) eşit olarak haftanın tek günleri davacının, çift tarihli günleri davalı …’in kullanmasına karar verilmiş, hüküm davalı … tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu sular, kazılarak çıkartılmış su olmakla yeraltı suları olarak genel su niteliğindedir.
Genel sulardan ise herkes, kadim yada öncelikli kullanım hakları engellememek koşuluyla faydalı ihtiyacı oranında yararlanabilir.
Tarafların müştereken kullandıkları kaynaktan çok sonra davalı …’in yeni kazı yaptığı ve bu nedenle müşterek kullanılan … Kaynağındaki suyun olumsuz etkilendiği belirlenmiş olup, hükme esas alınan Jeoloji bilirkişi raporunda, dava konusu su yarmaları arasında 11 mt olduğu ve 1 mt kot farkı bulunduğu, davalının sonradan açtığı yarmanın, müşterek kullanılan suyu etkileyerek tamamen azaltıp damlama şeklinde olmasına neden olduğunu belirtilmektedir.
Bu durumda, sağlıklı bir çözüm için uzman bilirkişiler aracılığıyla yeniden keşif yapılması ve davalının kazısının kapıtılması halinde, müşterek kullanılan suyun eski hale gelip gelmeyeceğinin kesin olarak saptanması gerekir. Eski halin iadesi mümkün olmuyorsa, davacının keşifteki beyanı ile davasını açıkladığı istemle bağlı kalınıp HUMK.74.md. gereğince talepten fazlaya hükmedilemeyeceğinden davanın reddi gerekir. Bu taktirde davacının TMK.757 md.gereğince tazminat isteme hakkı vardır. Eski hale dönüşü mümkün ise o zaman, bu etkilenme sonucu davacının kaynağında kalan su miktarının (yararlandığı başka sular varsa onların miktarı da tesbitle) öncelikli kullanım şekli itibarıyla ihtiyacına yetip yetmeyeceğinin usulünce ve kesin olarak belirlenmesi ve buna göre eğer kalan su ihtiyacını karşılıyorsa yine davanın reddine karar verilmesi gerekir. Aksi takdirde ise, anılan etkileme oranını aşmamak üzere davacının karşılanmayan ihtiyacı kadar suyun, davacının kaynağında kalmasını sağlayacak şekilde davalının kaynağından su alma düzeninin (miktar ve süre bakımından) ayarlanması icap eder.
O halde belirlenen şekilde inceleme ve değerlendirmeler yapılarak sonuçlarına uygun bir karar verilmesi gerekirken bu yönlerden eksik inceleme ve değerlendirme ile talepten fazlaya hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 15.4.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.