Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2010/3675 E. 2010/6616 K. 15.04.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/3675
KARAR NO : 2010/6616
KARAR TARİHİ : 15.04.2010

MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

Dava dilekçesinde lira 3.000 TL tazminatın, faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece dava dilekçesinin A bendindeki talebin pasif husumet yokluğu nedeniyle reddi, B bendindeki talebin zamanaşımı nedeniyle reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı vekili dilekçesinde; davalı Köy Tüzel Kişiliğine ait … Köyünde bulunan 76 m2 arsayı ihale ile alan dava dışı …’dan bedelini ödeyerek 24.05.1996 tarihinde satın aldığını, aynı taşınmazın bitişiğinde bulunan ve yine davalıya ait 26 m2 arsayı da davalıdan 16.10.1996 tarihinde bedelini ödeyerek satın aldığını, bu taşınmazları su aboneliklerini de sağlamak şartıyla satın aldığı halde bu güne dek tapusunu ve su abonelikleri vermeyerek sebepsiz zenginleşen davalıdan şimdilik 3.000 TL tazminatın tahsilini talep etmiştir.
Davalı, yargılamaya gelmemiş, cevap dilekçesi vermemiştir.
Mahkemece, dava dışı …’dan alınan taşınmaza ilişkin davalının pasif husumet ehliyeti bulunmadığı, diğer taşınmaza ilişkin ise BK.nun 125.maddesi gereğince yapılan işlemlerin 10 yıllık hak düşürücü sürenin dolduğu gerekçe gösterilerek; “dava dilekçesinin A bendinde belirtilen talebin pasif husumet yokluğundan, dava dilekçesinin B ve C bendinde belirtilen taleplerin zamanaşımı sebebiyle reddine” karar verilmiştir.
HUMK’nun 388/son maddesine göre, hüküm sonucu kısmında istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında birer birer, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir.
Mahkemece anılan madde hükmü gözönünde bulundurularak hüküm kurulması gerekirken, dava dilekçesinin bentlerine atıf yapılarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Bundan ayrı olarak, mahkemece 26 m2’lik taşınmaz yönünden davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir. Zamanaşımı bir def’idir. Def’i, davalının borçlu olduğu bir edimi özel bir nedenle yerine getirmekten kaçınmasına imkan veren bir haktır. Davalının (borçlunun) def’iyi açıkca ileri sürmesi gerekir. Aksi halde hakim bu hususu res’en gözetemez.
Somut olayda, davalının her hangi bir zamanaşımı def’i bulunmamasına rağmen zamanaşımı nedeniyle red kararı verilmesi doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 15.04.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.