Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2010/3457 E. 2010/6712 K. 15.04.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/3457
KARAR NO : 2010/6712
KARAR TARİHİ : 15.04.2010

MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı, tarafların 20.9.2005 tarihinde boşandıklarını, boşanma kararı ile davalı kadın lehine 200,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiğini, davalının 25.8.2007 tarihinde işe girmesi nedeniyle yoksulluğu sona erdiğinden davalıya ödenen yüksulluk nafakasının kaldırılmasını talep etmiştir.
Mahkemece davalının işe girmesi suretiyle elde ettiği asgari ücret düzeyinde geliri olduğu ve yoksulluk durumunun ortadan kalkmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiş, Dairemizce davalının bildirilen adresinden ekonomik ve sosyal durumunun araştırılmak, adına kayıtlı taşınmaz bulunup bulunmadığı saptanmak ve boşanma dava dosyası incelenerek davacının ekonomik ve sosyal durumunda iyileşme bulunup bulunmadığı somutlaştırılmak, dava sırasında davalının çalışıp çalışmadığı ve yoksulluk nafakası verilmesi sebepleri incelenmek suretiyle sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçe ile davanın reddi doğru görülmemiştir. “denilerek karar bozulmuş; Mahkemece bozmaya uyularak, yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmiş; hyüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davalı kadın boşanma davası sırasında çalışmamaktadır. Yoksulluğa düşmemesi için 200 TL aylık nafaka bağlanmıştır. Davalı kadın 25.8.2007 tarihinden beri bir şirketle sigortalı çalışıyor ve dava tarihi olan 25.10.2007 itibariyle aylık net 481,55 TL ücret almaktadır. Dava açıldığı sırada ailesiyle kalmaktadır. Davacının ise, aylık kazancının 800,00 TL olduğu, ailesiyle kaldığı, kirada bir evinin bulunduğu tesbit edilmiştir. Bozmadan sona yapılan araştırmada davalının taşınmaz malı bulunmadığı anlaşılmıştır.
Davalı kadının aldığı nafaka ile günümüz ekonomik koşullarında geçinmesi mümkün görünmediğine göre, işe girip çalışması zorunluluk arzetmektedir. Aldığı nafaka ile çalışarak elde ettiği asgari ücret miktarı toplam ise davalıyı yoksulluktan kurtaracak düzeyde değildir. Zira yoksulluk durumun , günün ekonomik koşulları ile tarafların sosyal ve ekonomik durumları ve yaşam tarzları değerlendirilerek takdir edilmelidir. Yoksulluk nafakası ahlaki ve sosyal düşüncelere dayanır. Mahkemece dava tarihindeki şartlara göre davalının yoksulluğunun zail olmadığı, asgari ücret sınırındaki gelirinin varlığının yoksulluk nafakasının tamamen kaldırılmasına neden olmayıp , indirmeye karar verilmesi gerektiği
davacının dava dilekçesindeki kaldırım talebi içinde indirme talebinin de olduğu gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu davanın kabulü doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 15.4.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.