Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2010/3389 E. 2010/9280 K. 25.05.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/3389
KARAR NO : 2010/9280
KARAR TARİHİ : 25.05.2010

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Dava dilekçesinde murisin sağlığında yaptığı vasiyetname ile saklı paylara tecavüz ettiği ileri sürülerek; tasarruf nisabını aşan kısmın tenkisi istenilmiştir. Birleştirilen davalarda da; vasiyetnamenin iptali ve tenkis talep edilmiştir. Mahkemece vasiyetnamenin iptali istemlerinin kabulüne, tenkis istemlerinin reddine dair verilen hükmün temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması davalı vekili tarafından istenilmekle; taraflara yapılan tebligat üzerine duruşma için tayin olunan günde temyiz eden Davalı Vek.Av…. geldi. Aleyhine temyiz olunan Davacılar Vek.Av…. ile … geldiler. Gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00’e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dilekçesi ile; müvekkilinin murisi …’nun, 31.10.1996 tarihli (Noterden) düzenlediği vasiyetname ile tüm varlığını davalıya bıraktığını (mirasçı nasbettiğini); böylece, tasarruf nisabını aştığını iddia ederek; saklı paya tecavüz nedeniyle tenkise karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Kadıköy 3.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/416 Esas sayılı dava dosyasında da; davacı, söz konusu vasiyetname incelendiğinde genel anlamda imkansızlıklar içermesi yanında, özel olarak da 5 ve 6.maddelerde belirtilen vasiyetçi istemlerinin TMK.nun 557/3.maddesi anlamında hukuken imkansız olduğu belirleneceğinden, vasiyetnamenin iptalini istemiş, iş bu dosya ile birleştirilmiştir.
Davacı …’nun aynı sebeplere dayanarak açtığı tenkis ve vasiyetnamenin iptali davaları da iş bu dosya ile birleştirilmiştir.
Davalı vekili, saklı pay yönünden davayı kabul ettiklerini beyan etmiş; birleştirilen vasiyetnamenin iptali davası yönünden ise, hukuki imkansızlık bulunmadığını savunarak; davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; “TMK’nun 557.maddesinde hangi vasiyetnamelerin iptale konu edileceği tek tek açıklanmış olup, özellikle, maddenin 3.bendine göre yapılan incelemede, murisin yaptığı tasarrufun içeriği ve bağlandığı koşullar ile, davalıya yapılan yüklemelerin hukuken imkansızlık yarattığı; vasiyetname hükümlerinin ilgili bölümleri iptal edilerek vasiyetnamenin geri kalan kısmının korunmasına da yukarıya alınan içeriği karşısında TMK’nun 558.maddesini uygulamaya imkan bulunmadığı anlaşılmış, diğer delillerin toplanmasında tereke dosyası mevcut olmakla ayrıca fayda görülmediğinden; vasiyetnamenin iptaline ilişkin taleplerin kabulüne, buna bağlı olarak tenkis taleplerinin reddine karar verilmek gerekir, gerekçesiyle” vasiyetnamenin iptali yönünden davanın kabulüne, tenkis istemi yönünden reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
Davacıların murisinin, 31.10.1996 tarihli düzenleme şeklindeki vasiyetnamesinde; davalı … mirasçı nasbedilmiştir. Vasiyetnamenin, içeriği itibariyle; bazı yükümlülüklerin imkansızlık taşıdığı kabul edilebilir ise de; TMK’nun 557.maddesinde iptal sebepleri tahdidi olarak sayılmış olup, bu yükümlülüklerin yerine getirilmesinin imkansızlığı; iptal sebebi olarak madde kapsamına girmemektedir. Ancak, vasiyetnamenin, 5 ve 6.maddesinde konulan yükümlülükler içerisinde (vasiyetçinin kızıyla ilgili tasarrufu) yok hükmende kabul edilmelidir. Zira, 5.ci maddesinde “Müteveffa eşim … ve onun murislerinden bana veraseten intikal edecek gayrimenkullerdeki hisselerimin yeterli miktarının vakıf tarafından nakde çevrilmesini ve bir fon oluşturulmasını, daha sonra da fonun, kızım … tarafından kendisine annesinden ve annesinin murislerinden intikal edecek gayrimenkullerdeki hisselerinin yeterli miktarının paraya çevrilmesi ile oluşturulacak olan fonla birleştirilmesini ve fonun 4/5’i ile … adına … Vilayeti sınırları içinde bir sağlık tesisi inşa ettirilmesini istiyorum” denilmekte, 6.maddesinde ise; “oluşturulan fonun 1/5’inin geliri ile de vakıf statüsüne uygun başarılı ve maddi desteğe muhtaç öğrencilere burs verilmesini, bursların … adına verilmesini istiyorum” denilmekte olup; vasiyetçi, bu maddelerde kendisine ait olmayan, tasarrufunda bulunmayan (kızına ait) şeyi de vasiyet ettiğinden; TMK’nun 515/3.maddesi gereğince, bu husustaki vasiyeti yok hükmünde (yapılmamış) kabul edilmelidir.
Mahkemece; yukarıdaki açıklamalar dikkate alınarak, TMK’nun 558/2.maddesi gereğince, vasiyetnamenin yok hükmünde (yapılmamış) kabul edilen kısmının iptali ile yetinilmesi ve tenkis davasıyla ilgili toplanan deliller çerçevesinde inceleme ve araştırma yapılarak, oluşacak sonuca göre hüküm kurulması gerekirken; yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde vasiyetnamenin iptali davalarının tümden kabulü yönünde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen davalı taraf için duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre takdir edilen 750 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalı tarafa verilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 25.5.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.