Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2010/3205 E. 2010/5686 K. 01.04.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/3205
KARAR NO : 2010/5686
KARAR TARİHİ : 01.04.2010

MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

Dava dilekçesinde itirazın iptali icra inkar tazminatının faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davada, davalı kiracının 2006 yılında 4 aylık kirayı, 2007 ve 2008 yıllarında 12’şer aylık kirayı ödemediği, icra takibine itiraz edildiği ileri sürülerek itirazın iptali ile icra inkar tazminatının tahsili istenilmiştir. Mahkemece, dosyada fotokopisi mevcut 01.07.2005 başlangıç tarihli kira sözleşmesi esas alınarak, ödeme ve (Temmuz 2008 tarihinde) anahtar teslimine ilişkin savunmaların ispat edilemediği gerekçesiyle istemin kabulüne karar verilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak, taraflardan herbiri iddia ve savunmasını dayandırdığı olguların varlığını usule uygun şekilde ispatla yükümlüdür (TMK. md. 6).
Somut olayda kira sözleşmesinin başlangıç ve süresi ile dönem (aylık-yıllık) kira parası tutarının davacı, ödeme ve anahtar teslim savunmasının ise davalı (kiracı) tarafından ispat edilmesi gerekir. Davacı taraf icra takibinde “sözlü” kira sözleşmesine dayanmış, yargılama aşamasında 09.02.2009 tarihli duruşmada taraflar arasında “sözlü” kira akti bulunduğunu beyan etmiş, buna karşın vergi dairesine yapılan bildirimde 01.07.2005 başlangıç tarihli kira sözleşmesi bulunduğu anlaşılmıştır. Ne var ki yazılı kira sözleşmesinde kiracı olarak 3. şahsın adına yer verilmiş daha sonra parantez içinde daksille davalının adı yazılmıştır. Bunun yanı sıra sözleşmede kiracının imzasına rastlanılmamıştır. Bu durumda 01.07.2005 başlangıç tarihli (fotokopi) kira sözleşmesinin geçerli olduğu ve tarafları bağlayıcı olduğu kabul edilemez. Nitekim davacı beyanı ve davalının açıklamaları da (sözlü kira sözleşmesi yapıldığına dair) yazılı sözleşmenin aksini göstermektedir. Buna rağmen yazılı sözleşmenin varlığı ve geçerli olduğu kabul edilerek delillerin yanılgılı değerlendirmesi sonucu uygulama yapılması bozmayı gerektirmiştir.
Mahkemece yapılacak iş, davalı Ekim 2006 yılından 2008 yılı Temmuz ayına kadar kiracı olduğunu ve bu tarih itibariyle kiralanan işyerinden en son makinasını çıkardığını ve de anahtarı teslim ettiğini beyan ettiğine göre, kiranın başlangıç tarihinin davacı tarafça ispatı aranıp davacı delilleri toplanmalı, böylece dönem başlangıç ve bitişleri saptanıp Temmuz 2008 tarihinden sonraya uzayan kira dönemi bulunduğundan (anahtar teslimi usulünce ispat edilemediğinden) taşınmazın ne kadar sürede kiraya verilebileceği bilirkişilerce belirlenip buna göre davalı kiracının 2006 ve 2008 yıllarında sorumlu olduğu aylara ilişkin kira parası saptanarak sonucuna göre itirazın iptaline karar verilmelidir.
Ayrıca, yukarıda açıklanan belirlemeler yargılamayı gerektirmekle borcun likit olarak kabulü mümkün olmadığı da gözetilip icra inkar tazminatı istemi reddedilmelidir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 01.04.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.