YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/296
KARAR NO : 2010/7328
KARAR TARİHİ : 26.04.2010
MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 4. SULH HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/09/2009
NUMARASI : 2009/233-2009/989
Dava dilekçesinde 17.818,93 TL kira alacağı için tahliye istemli olarak başlatılan takibe yönelik itirazın iptali ile kiralananın tahliyesi ve icra inkar tazminatının masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece kiralanan tahliye edildiğinden tahliye istemi hakkında karar verilmesine yer olmadığına itirazın iptali isteminin ise kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
HUMK 438.md.gereğince davanın niteliği gözetilerek duruşma isteminin reddine karar verildi.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı vekili dilekçesinde; kiralananda 01.02.2006 başlangıç tarihli kira sözleşmesi ile kiracı olarak bulunan davalının, Nisan 2008 ayına ait aylık 2.250 TL olan kira parasını ödememesi üzerine ihtar edildiğini, ancak davalının cevabi ihtarı ile kira bedelinin aylık 750 TL olduğunu ileri sürerek, % 10 artışla Nisan ayına ait kiranın 825 TL olarak ödeneceğini bildirdiğini, PTT aracılığı ile gönderilen kira parasının fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla davacı tarafından kabul edildiğini, davalının takip eden mayıs ve haziran ayları kira bedellerini de 825’er TL olarak ödemesi nedeniyle temerrüde düştüğünü, sözleşmenin 17. maddesi gereğince temerrüt nedeniyle dönem sonuna kadar olan kira paralarının muacceliyet kesbettiğini ve eksik ödenen kira bedelleriyle birlikte icra takibine başlanıldığını, ancak davalının başlatılan icra takibine haksız olarak itiraz ettiğini, aylık kira bedelinin 750 TL olarak kararlaştırıldığı bir kira sözleşmesinin davacı tarafça imzalamadığını ileri sürerek; itirazın iptali ile takibin devamına, davalının temerrüt nedeniyle tahliyesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacı tarafça ileri sürülen sözleşmenin gerçek olmadığını, taraflarca imzalanan sözleşmeye göre aylık kira parasının 750 TL olarak kararlaştırıldığını, yine sözleşme ile belirlenen senelik artışın da zamanında yapıldığını, bu nedenle her iki kira sözleşmesi üzerinde imza incelemesi yapılması gerektiğini savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; davacı tarafça dayanılan kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında ihtilaf bulunmadığı gerekçesiyle; konusuz kalan tahliye istemi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, itirazın iptali isteminin ise kısmen kabulü ile kira alacağına yönelik itirazın 17.775 TL kira alacağı ve 43,09 TL işlemiş faiz toplamı üzerinden iptaline karar verilmiş, hüküm; davalı vekili tarafından kira alacağına yönelik olarak verilen karar yönünden temyiz edilmiştir.
Dava, kira sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan takibe yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı (kiralayan) ile davalı (kiracı) arasında bir kira ilişkisinin bulunduğu yönünde uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, kira bedeline ilişkindir. Davacı, sunmuş olduğu kira sözleşmesine istinaden kira parasının aylık 2.250 TL olduğunu ileri sürmekte, davalı ise farklı bir kira sözleşmesine dayanarak kira parasının iddia edilenin aksine 750 TL olduğunu ve davaya konu edilen dönemde kira parasının kararlaştırılan artış oranına göre 825 TL olarak ödendiğini savunmaktadır. Her iki taraf da karşı tarafın dayandığı kira sözleşmesinde bulunan imzaları inkâr etmektedirler. Bundan ayrı, taraflarca dayanılan kira sözleşmelerinin adres kısmında Gümüşsuyu Caddesi yazılı olmasına rağmen numaraların farklı olduğu anlaşılmaktadır.
Bu durumda, taraflarca dayanılan kira sözleşmelerinin, kiralananın bulunduğu mahale ait olup olmadığının keşfen belirlenmesi ve gerekirse imza incelemesi yaptırılarak ortaya çıkacak sonuç çerçevesinde bir hüküm kurulması gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 26.4.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.