Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2010/2802 E. 2010/4066 K. 11.03.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/2802
KARAR NO : 2010/4066
KARAR TARİHİ : 11.03.2010

MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

Dava dilekçesinde 1.600,00 lira alacağın faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı; 2006/2007 takvim yılı çiftciyi destekleme parası almak için … İlçe … Müdürlüğüne 343000m2 miktarlı taşınmazı için başvuru yaptığını, 2600 YTL. civarında bir para alması gerekirken kendisine 1000 YTL. ücret ödendiğini ve bu durumu İlçe … Müdürlüğüne sorduğunda kendilerinden kaynaklanan bir hatadan dolayı bu şekilde ödeme yapıldığının bildirildiğini, 1600YTL. civarında daha alacağının bulunduğunu bu nedenle alacağının ilgili kurumdan tahsili ile kendisine ödenmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, aynı alacak için 2007/94 esas sayılı dava açıldığını bu nedenle hukuki yarar bulunmadığını beyanla davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava şartları, mahkemenin davanın esası hakkında yargılamada bulunabilmesi için gerekli olan şartlardır. Bu nedenle dava şartları gerçekleşmeden bir davanın esası incelenemez. Mahkeme, hem davanın açıldığı günde, hem de yargılamanın her aşamasında dava şartlarının tamam olup olmadığını kendiliğinden araştırıp, inceler ve bu konuda tarafların istem ve beyanları ile bağlı değildir. Dava şartları dava açılmasından, hüküm verilmesine kadar var olmalıdır. Dava şartlarından bazıları olumlu (davanın açılması sırasında var olması gerekli); bazıları ise olumsuz (davanın açılması sırasında bulunmaması gereken) şartlardır. Dava şartlarının dava açıldığı günde bulunmaması ya da bu şartlardan birinin yargılama aşamasında ortadan kalktığının öğrenilmesi durumunda davanın mesmu (dinlenebilir) olmadığından reddi gerekir.
Dava konusu uyuşmazlık hakkında bir kesin hüküm bulunuyorsa, aynı konuda, aynı taraflar arasında ve aynı dava sebebine dayanılarak yeni bir dava açılamaz. Kesin hükmün bulunması olumsuz dava şartıdır (HUMK.md.237).
Tüm dosya kapsamından; davacının 2006/2007 döneminde eksik DGD ödendiğini beyanla davalı kurum hakkında 1.600,00 TL alacak için … Sulh Hukuk Mahkemesine 16.4.2007 tarihinde 2007/94 esas sayılı dava açtığı ve o davanın 22.10.2007 tarihinde kabulüne karar verildiği, Dairemizin 13.3.2008 tarih ve 2008/1508-4440 sayılı ilamı ile onanmakla 18.4.2008 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır.
O nedenle 8.5.2008 tarihinde bu davadan önce davalı hakkında açılan yukarıda belirtilen dava dosyası getirtilip, incelenerek kesin hükmün varlığı tartışılmadan davanın kabulü doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile H.U.M.K. nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, 11.03.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.