Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2010/2755 E. 2010/4345 K. 16.03.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/2755
KARAR NO : 2010/4345
KARAR TARİHİ : 16.03.2010

MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

Dava dilekçesinde 5.000 TL manevi tazminatın faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı vekili dava dilekçesinde, davacının site yönetim kurulu başkanı olduğu 2008 yılı toplantısında site sakini olan davalının toplantıda davacıya hitaben “… yolsuzluklar yapmaktadır, üçkağıtçıdır, yalancıdır” şeklinde hakaret etmiş, seçim sonucu davacının kazandığını öğrenince orada bulunanlara “siz böyle kişilere layıksınız, size böyleleri yarar” demek suretiyle kişilik haklarının zarara uğradığını belirterek 5.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili cevabında, sitedeki havuzun tamiratı nedeniyle 6 firmaya ihale açıldığını davacının beyan ettiğini, ancak firmaları açıklayamadığı için davalının belge istediğini, bu arada davacının davalıya hakaret ettiğini beyan etmiştir.
Mahkemece, ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiş, hükmü davacı vekili temyiz etmiştir.
Dosya kapsamına göre 12.07.2008 tarihli “Genel Kurul Toplantı Tutanağında” davalının gündem dışı söz almak istediği, yönetim kurulunu yolsuzlukla suçladığı, üçkağıtçı, yalancı şeklinde hakaret ettiği kaydedilmiş, duruşmada dinlenen taraf tanıklarının beyanlarına göre her toplantıda davacı ve davalının devamlı atıştıklarını, birbirine yalancısın dediklerini, söz konusu toplantıda davalının davacıya hitaben “hırsız, üçkağıtçı, paralarımızı yiyorsun” diye hakaret ettiğini açıklamışlardır.
Borçlar Kanununun 49.maddesi gereğince ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 24.10.2001 tarih, 2001/4-1016 E.-2001/757 K.sayılı ilamında “kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse manevi tazminata hükmedilmesini isteyebilir.” Manevi tazminat, bozulan manevi dengenin yerine gelmesi için kanunun öngördüğü bir telafi şeklidir. Bir yönüyle de insanlardaki kırgınlık ve kızgınlığı, hatta intikam duygusunu tatmin etmek aracıdır. Amacı, olaydan duyulan acı, ızdırap, elem ve kızgınlığı kısmen olsun dindirmek, olayı unutturarak tekrar normal hayata dönüşü sağlamaktır.
Davada, mevcut delillere göre davalının davacıya hakaret ettiği … olduğuna göre tarafların sosyal ve ekonomik durumları dikkate alınarak TMK.nun 4. maddesi gereğince hakkaniyete uygun manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, mahkemece; davanın ispatlanamadığından ve 2007 yılında yapılan toplantıda meydana gelen olaylar nedeniyle davacının şikayetçi olduğu ve Silifke Cumhuriyet Savcılığı tarafından verilen kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin kararına dayanılarak davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 16.03.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.